ويكيبيديا

    "şu demek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعني أنه
        
    • ذلك يعني
        
    • إنه يعني
        
    • يعني أن
        
    şu demek oluyor, seninle tanıştığımdan beri olaylara farklı bakıyorum. Open Subtitles ما الذي يعنيه هذا ؟ يعني أنه منذ أن عرفتك وأنا أرى أشياء بطريقة مختلفة
    Bu da şu demek, ne yaptığımızı bilecek ve testi yanıltmaya çalışacak. Open Subtitles هذا يعني أنه يعلم ما نحاول فعله وسيحاول هزيمة الإختبار
    şu demek ki ortaklık sahalarımızı ulusal sınırların ötesine taşıdık. Dünyayı işbirliğine daha açık hale getirdik. TED ذلك يعني أننا قمنا بتوسيع التعاون عبر الحدود الدولية. لقد جعلنا العالم أكثر تعاوناً.
    Olamaz. CA: Fakat bu şu demek midir, masanda veya evinde projektörler ve kameralara ihtiyaç olacaktır? TED كريس: هل ذلك يعني أن، في درج مكتبك أو في منزلك، تحتاج لبروجكتر، وكاميرات؟
    şu demek... aynasız, polis. Open Subtitles إنه يعني .. اهتمام غير مرغوب فيه، الشرطة
    Bu şu demek oluyor, şekli kontrol eden rakamlar, ben değilim. TED هذا يعني أن الأرقام هي التي تتحكم في الشكل، وليس أنا.
    - Bence şu demek orduyu, beni sevdiğinden daha çok seviyor. Open Subtitles أعتقد أن ذلك يعني أنه يحب الجيش أكثر مني
    Bu şu demek; bir kadın, evine zorla giren kişinin kendisine saldıracağından korkarak polisi aradığında eyalet korumasında olmuyor. TED هذا يعني أنه وعند اتصال امرأة ما بالشرطة أثناء تواجدها بمنزلها، خوفًا من التعرض لمهاجمة دخيل ما، فلا حق لها في التمتع بحماية الدولة.
    Bu şu demek, eğer ABD'deki tüm öğrenciler 2 yıl boyunca en tepedeki dördünden öğretmenlere sahip olsalardı, Asya ile aramızdaki fark tamamen kaybolurdu. TED هذا يعني أنه إذا كانت الولايات المتحدة بأسرها, ولمدة سنتين, فيها معلمين من فئة الربع الأعلى فكل الفروقات بيننا وبين آسيا سيختفي.
    Karşılıklı bir samimiyet ve bakış açımız olmalı. Bu şu demek, aile gibi çalışmalıyız, kendimizi öyle görmeliyiz. TED يجب أن يكون لدينا ألفة مشتركة, رؤية مشتركة و هذا يعني أنه يجب علينا أن نعمل كعائلة واحدة, يجب علينا أن نفهم بعضنا بهذه الطريقة.
    Kampüs düzeyinde yargılamalarda, 9. Başlık çok daha ileriye giderek yargılama sürecinde mağdurlara hakkaniyete uygun haklar tanıdı. Bu, şu demek: Mağdurlar, eğitim kurumuna bunu yapması için güvenmek yerine, yargılama süresince kendi çıkarlarını temsil edebilirler. TED وفي إطار الإجراءات المتَّخذة داخل الحرم الجامعي، فالفصل التاسع يمنح للضحايا حقوقًا متساوية خلال الإجراءات داخل الحرم الجامعي، مما يعني أنه يمكن للضحايا تمثيل مصالحهم خلال الإجراءات، عوض الاعتماد على المؤسسات التعليمية للقيام بذلك.
    Güneş ve rüzgar zamanın yüzde 10 ile 20 arasında güç sağlıyor, ki bu şu demek güneş olmadığında, rüzgar esmediğinde, sizin hastaneleriniz, evleriniz, şehirleriniz ve fabrikalarınız için hâlâ enerjiye ihtiyacınız olacak. TED توفر الشمس والرياح طاقة تعادل حوالي 10%إلى 20% من الوقت ، مما يعني أنه عندما لا تشرقُ الشمس، ولا تهبُ الرياح، فأنتم ما زلتم بحاجة لطاقة من أجل مستشفياتكم، ومنازلكم ومدنكم ومصانعكم.
    şu demek, hiçbir yükümlülüğüm olmadan ya da taahhütte bulunmadan, üç gün boyunca inanılmaz seks yaptım. Open Subtitles ذلك يعني لأني فقط حصلت للتو على ثلاثة أيام من الجنس الغير معقول بدون أي تعهدات ولا أي ألتزام
    şu demek; bence eziğin tekisin ve annen fakirdi. Open Subtitles ذلك يعني أنا لا أظن بأنكَ رائع و أظن والدتُك كانت فقيرة
    şu demek, bundan böyle iş yapmak benim için zor. Open Subtitles إنه يعني أن القيام بتحرّكاتي بات أكثر صعوبة
    şu demek oluyor vasıfsız bir asistan ve yarı zamanlı bir model milyon dolarlık bir şirketin içine giriyor! Open Subtitles إنه يعني أن لدينا نصف مُساعدة، وعارضة أزياء بدوام جزئي. تدير شركة قيمتها ملايين الدولارات.
    şu demek Open Subtitles إنه يعني
    Bu şu demek: Ekranda gördüğünüz şey, gerçekte inanılmaz derecede küçük bir şey. TED وهذا يعني أن ما نراه على الشاشة هو في الواقع في غاية الصِغَر.
    Bu da şu demek ki bu iş hatırlatıcıları evimiz dışında her yerde de derin düşünceleri tetikleyebilir. TED وهذا يعني أن الانشغال بالعمل سيظل يحفّز أوقات اجترار العمل في أي مكان من منازلنا.
    Üçüncü olarak, sonuncusu değil ama, Ay'da atmosfer yok, bu da şu demek; herhangi bir meteor atmosferde yanıp kül olmayacak, direkt olarak yüzeye çarpacak. TED ثالثًا، ولكن ليس أخيرًا بالتأكيد، ليس للقمر أي غلاف جوي، مما يعني أن أي نيازك ستقربه لن تحترق، وستضرب السطح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد