Şu durumda bize sadece bir kişi yardım edebilir. | Open Subtitles | فقط رجل واحد يمكن أن يساعدنا في هذه الحالة. |
Şu durumda sadece yumurtaları çıkarabildim gibi gözüküyor. | Open Subtitles | في هذه الحالة , لقد قمت فقط بدا لجلب نسخة احتياطية من البيض. |
İyi bir iş kadını elindeki ürünü iyi tanır ki Şu durumda ürün sensin. | Open Subtitles | البائعة البارعة تعرف منتوجها في هذه الحالة هوّ أنت |
Kanunu temsil edenler için önemli olmalı ama Şu durumda, onlar için en önemli şeyin bu olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أوضح إلى أولئك الذين يمثلون ,القانون، ينبغي أن يهم ذلك ,لكن في هذه الحالة، في هذه المرحلة من الوقت |
Bak şifalı bitkilerle idare etmek istemeni anlıyorum, ama Şu durumda yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | انظري، أعلم أنك تريدين المداواة بالأعشاب ولكن ليس لديك خيار في هذه المرحلة |
Kostüm meselesine, sınavlarına verdiğin dikkatin yarısını verseydin Şu durumda olmazdın. | Open Subtitles | لو أعرتي الزي التنكري نصف وقتك واهتمامك بالواجب لن تكوني في هذه الحالة |
Aslında Şu durumda, ne kadar küçük, o kadar iyi. | Open Subtitles | في الواقع ، في هذه الحالة كلما كان أصغر كلما كان أفضل |
Evet, ama Şu durumda geriye kalan etin çoğu mantar ve mantar da benim uzmanlık alanımdır. | Open Subtitles | أجل، لكن في هذه الحالة الأنسجة المتبقية جلها فطريات التي هي ضمن مجال إختصاصي |
Şu durumda ölüm saatine sabaha karşı 3 yazıyorum. | Open Subtitles | حسناً .. في هذه الحالة سوف اكتب ان الوفاة كانت الساعة الثالثة صباحاً |
Şu durumda, oradaki 2 turisti alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا في هذه الحالة, يجب أن تأخذ 2 من السياح هناك |
- Madalyayı üst kattaki beyefendiye vermekten yanayımdır, ama Şu durumda ödül National Health(Milli Sağlık)'e gitmeli. | Open Subtitles | أنا مع إعطاء ميداليات الى الرجل الشهم فوق ، يا سيدي، لكن في هذه الحالة يجب أن تذهب إلى الائتمان الصحة القومية. |
Şu durumda bu soruyu sorması gereken kişi benim. | Open Subtitles | لا، علي ان اسأل هذه الاسئلة في هذه الحالة الخاصة |
Şu durumda sözüm, inandıklarımdan önce geliyor. | Open Subtitles | و في هذه الحالة التزامي كان سابقا لموقفي |
- Şu durumda gerçekten sorun yok. | Open Subtitles | حسنٌ، في هذه الحالة .إنه ليس بأمر جلل حقًا |
Bu kurallar her zaman değişir ama onlar çıkarlarını hep korurlar, ve Şu durumda aslında ekonomi için berbat bir uygulama olan "damlama etkisi" onlar için bulunmaz nimet. | TED | القوانين دائماًِ في تغير، إنما هي كذلك دائماً في خدمتهم وفي هذه الحالة ، فإن التأثير المنشود ، والذي لا يعمل في مجال الاقتصاد ،يعمل بشكل تام في هذه الحالة |
Aslında Şu durumda adamlar öldürebilen. | Open Subtitles | حسناً , في هذه الحالة رجال ميتين |
Yaka kartı Şu durumda gereksiz. İhtiyacımız yok! | Open Subtitles | سوف تكون الشارات دون فائدة في هذه الحالة لأننا لسنا بحاجة لهم ،! |
Yani Şu durumda artık ne yapacağımı biliyorum. | Open Subtitles | بالتالي أعتقد أني أعرف ما يجب علي فعله في هذه المرحلة |
Bu seni etrafında yakaladığım ikinci olay yeri. Ve Şu durumda önümde duran bir çocuktan yeteri kadar yalan duydum. | Open Subtitles | هذا ثاني مسرح جريمة تكون به، في هذه المرحلة تخبرني الكثير من الأكاذيب لست متأكداً أني أعرف |
Konvoyu durdurun. Şu durumda, karşı madde patlaması kaçınılmaz. | Open Subtitles | أوقفوا القافلة في هذه المرحلة يجب تفعيل المادة المضادة للتفجير هذا أمر لا مفر منه |
Şu durumda, bir ortağa ihtiyacım olabilir, tamam mı? | Open Subtitles | نظرا لهذه الظروف أعتقد أنني أحتاج لمرافق معي، حسنا؟ |