Evet, bence bu pekala mümkün. Her yerde oldukça fazla sayıda robot olacak. | TED | أجل, أعتقد أن هذا محتمل, وسيكون هناك الكثير من الروبوتات في كل مكان |
Tutacak sizin onu taşımanızı sağlarken haznesi sıcak sıvı ile doludur, evet. | TED | المقبض يتيح لك الإمساك بالكوب. عندما يكون الحاوي مملوءًا بسائلٍٍٍِ ساخن، أجل |
Evet efendim. Daha bebekler. Sarı saçlı küçük bir kız. | Open Subtitles | أجل يا سيدى , مجرد رضيعتين بنات بشعر أصفر ذهبى |
Scarlett, bu çılgın şeyi yapmaya hâlâ kararlı mısın? Evet. | Open Subtitles | أجل أعلم أن بمقدورنا العبور ياريت أنا متأكدة أننا نستطيع |
— Evet sen. | Open Subtitles | انا اناديك رامدال |
Evet, ama bana karşı hep çok nazik davrandı, onun için üzülüyorum. | Open Subtitles | أجل ، ولكنها كانت دائماً لطيفة معي وأنا أشعر بالأسى من أجلها |
Evet, yarını bir kenara bırakınca bunların hepsi rüya gibi gelecek. | Open Subtitles | أجل ، عندما نتجاهل الغد يصبح في ظني الأمر كله كحلم |
Şey, evet. Her zaman söylerim zaten aile en iyi ilaçtır. | Open Subtitles | حسناً , أجل , لطالما أقول أن العائلة هي أفضل دواء |
Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Aşağıda olanlar biraz beklenmedikti. Evet, oldukça beklenmedik bir şeydi. | Open Subtitles | ما حدث لم يكن متوقعا أجل غير متوقع أبدا، أنا |
Evet, cesur küçük çoban kız, sizin için koca koyunları saklıyor. | Open Subtitles | أجل من أجلكم تحتفظ تلك الراعية الصغيرة الشجاعة بالخراف الجيدة والسمينة |
Evet bağırıyorum! Bu lanet tekrar yazma işi için iki hafta bekledim. | Open Subtitles | نعم أنا أصرخ ,لقد انتظرت أسبوعين من أجل إعادة هذه الكتابة اللعينة |
Evet, söz etmişti. Bayan Newman, yardımlarınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ أجل ـ شكراً جزيلاً يا آنسة نيومان علي مساعدتك |
Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli. | Open Subtitles | أجل, و أيّاً كان هذا فهو مهم بالنسبة له كي أراه |
Evet, hatırlıyorum. O gün acıklı bir şekilde yağmur yağdı. | Open Subtitles | أجل , أذكر بأنها قد أمطرت رذاذا في ذلك اليوم |
Birinci Lig'de hiç oynadın mı ki? Evet, Birinci Lig'de oynadım. | Open Subtitles | وهل شاركت فى رابطة المحترفين ؟ أجل شاركت فى رابطة المحترفين. |
Evet, müşkül bir durum olduğunun farkındayım, ama, malum, bir tuhaf oldum. | Open Subtitles | أجل, أعرف أن الأمر أصبح فوضى لكن ,كما ترى, لقد اختلطت أموري، |
Evet, bir ayak numarası da olması gerekiyor ama onu da bilmiyorum! | Open Subtitles | أجل ولا شك أن لديه مقاس حذاء لكنني لا أعرف هذا أيضا |
-Evet. Evet anne. İnsanın, ailesine böyle bir şeyi söylemesi zor. | Open Subtitles | أجل, بالفعل يا أمي يا إلهي, هذا أصعب شيء لأخبار الوالدين |