- Fakat, Milhouse star olmak her vatansever Amerikan vatandaşının hayalidir. | Open Subtitles | لكن ياملهاوس أن تكون نجماً سينمائياً هو حلم كل أمريكي وطني |
- Fakat eğer korkuyorsan... - Ben o adamlardan korkmuyorum. | Open Subtitles | لكن إذا أنت خائف أنا لم أخاف من هذة الأشخاص. |
- Fakat sonu trajik olacak aynı zamanda da komik. | Open Subtitles | و لكن نهايتها ستكون مأساوية و مضحكة في نفس الوقت |
- Fakat nereye gideceğim? - Burada bekle. | Open Subtitles | أوه، لكن يا أرماندو، أين سأذهب؟ |
mutlak risk sadece %1'den %0.6'ya geriler - Fakat göreceli riskin %40 azalması çok daha önemli gibi görünüyor. | TED | في غضون ذلك، انخفض الخطر المؤكّد من 1% إلى 0.6% لكن انخفاض الخطر النسبي بنسبة 40% يبدو أكثر أهمية. |
- Fakat 6 ay sonra, bir kutup ayısı biraz gerginleşir ve hemcinslerinin ölüsünü pençelemeye başlar. | Open Subtitles | لكن بعد ستة أشهر يصبح الدب القطبى عصبيا إلى حد ما ويبدأ بمضغ أصدقائه الحيوانات حتى الموت. |
- Fakat siz Suudi Arabistan Büyükelçisiniz, değil mi? | Open Subtitles | لكن انت سفير السعودية ، أليس كذالك؟ نعم. |
- Bir saatte silahlanıp hazır olur. - Fakat bana yetişemez. | Open Subtitles | يمكن تسليحها والإنطلاق بها بسرعة - لكن لا يمكنها تجاوزى - |
- Fakat cinayet bu gece saat 3:00'de işlenmiş. | Open Subtitles | لكن الجريمةَ كانت في الساعة الثالثة هذا الصباحِ |
- Fakat tarikat feneri sandukadan aldiysa, onu nereye koydular? | Open Subtitles | لكن اذا الطائفة أخذت المصباح من السفينة فأين وضعوه؟ من المحتمل أنهم أخفوه في مكان آمن يعرفونه |
- Fakat karbon testleri öyle demiyor. | Open Subtitles | نَعْرفُ، لكن إختبارات الكاربون المشع حاسمه. |
- Fakat bende yok. - Biliyorum ama farzedelim mesela. | Open Subtitles | ولَكنها ليست عندى لا ، أَعْرفُ ذلك لكن ادّعي بأنها عندك |
- Fakat yarın bir kontrole gelmeme izin verin. | Open Subtitles | ــ لكن هل لي أن أتصل غداً واسأل عن المريض؟ |
- Fakat onların arasında olmak kolay değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن من اليسير التواجد بينهم. إني متيقن. |
- Fakat onlar... - Neler olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | ـ لكن هذا غير صحيح ـ أريد أن أعرف ماذا يجرى |
- Fakat eğer Samantha hatırlayamazsa... - Daha önce yapılmıştı. | Open Subtitles | لكن إذا لم تستطع سامانتا كارتر إستدعاء لقد تم هذا قبلا |
- Beni evde öpebilirsin. - Fakat tuhaf bir alışkanlığı vardı. | Open Subtitles | يمكنك ان تقبلنى فى المنزل و لكن بالرغم من هذا كان لديها عادةغريبة |
- Fakat hala büyük bir güç var Aslanı 100 yıl önce, tam burada tutsak etmiş bir güç | Open Subtitles | و لكن لا زال هناك قوة أكبر ابقت آسلان لمئات السنين |
- Fakat , dileyen herkesi, Aslan Atalarımızın evine götürecek. | Open Subtitles | و لكن لمن يريد آسلان سيعيدكم لأرض أجدادكم |
- bu terimleri nasıl gruplandırdığına bağlı, Alexander. - Fakat, Gerry. | Open Subtitles | إنها فقط كيفية تجميع العلاقات المتبادلة يا ألكساندر - لكن يا جيرى - |
- Fakat efendim... - Hazırlıklara başlayın. | Open Subtitles | لكن يا سيدى أكملوا الإستعدادات |