Açıkça görülüyor ki göğüs kanserine yatırımımız sonuçlar ortaya çıkardı. | TED | من الواضح أن استثمارنا في سرطان الثدي قد أثمرعن نتائج. |
Açıkça görülüyor ki, bu adam hiç bir konuda uzman filan değil. | Open Subtitles | حسناً ، من الواضح أن هذا الرجل ليس العقل المدبر لأي شيء. |
Açıkça görülüyor ki, şempanze yürümekte biraz daha zorlanıyor. | TED | من الواضح أن الشمبانزي يواجه صعوبة بعض الشيء في المشي. |
Açıkça görülüyor ki, çocukların için bir eve ihtiyacın var, ...bizimde mil başına 8 galondan fazla benzin alan bir arabaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | من الواضح أنك تحتاج لمنزل لتربي أطفالك نحتاج سيارة تستهلك أكثر من 8 غالونات لكل ميل |
Ne de olsa, Açıkça görülüyor ki sen ve ben dünyaya meydan okuyoruz. | Open Subtitles | بعد كل شيء، بدا من الواضح أنه أنا وأنت فقط فى مواجهة العالم. |
"Tilki Kuyruğu" Açıkça görülüyor ki Büyük Jüri önünde babanın suçlanmasını engellemenin kod adı. | Open Subtitles | لأن ذنب الذئب كما هو واضح طريقة ابوك لإيقاف المحكمة الكبرى من اتهامه |
...ama Açıkça görülüyor ki, O'nu dengede tutan biz değilmişiz. | Open Subtitles | ولكن من الواضح أننا لم نكن نحن من أبقيناه متوازناً |
Açıkça görülüyor ki bir İngiliz yatılı okuluna hiç hizmet vermemişsiniz. | Open Subtitles | واضح انك لا تعلم شيئا عن المدارس الداخلية في بريطانيا |
Açıkça görülüyor ki, bu sahip olunması gereken bir aygıt. | TED | لذا من الواضح أن هذه أداة يجب اقتنائها. |
Açıkça görülüyor ki, bu doğru bir değerlendirme, ama bu noktada kaybedecek neyimiz var ki? | Open Subtitles | من الواضح أن هذا تقييم دقيق لكن , ماذا لدينا لنخسره بهذه المرحلة ؟ |
- Açıkça görülüyor ki, Kadimler onları yok etmekte pek düzgün iş çıkaramamışlar. | Open Subtitles | من الواضح أن القدماء لم يفعلوا ما يكفي لإبادتهم |
Açıkça görülüyor ki, yüzlerce kişi tek bir şişi kullanıyor. | Open Subtitles | لذلك ، من الواضح أن عدد كبير من الناس يُِشاركوا فى نفس السيخ |
Bir daha hiçbir alışverişimiz olmasın çünkü Açıkça görülüyor ki, sizin aile anlayışınız benimkinden oldukça farklı. | Open Subtitles | لأنه من الواضح أن فكرتكم عن العائلة مختلفة عما لدي |
Açıkça görülüyor ki, durum düşündüğümden çok daha ciddiymiş ama eğer doktor tutarsan, durum kontrolden çıkabilir. | Open Subtitles | حسناً , من الواضح أن حالته أخطر مما اعتقدت لكن اذا ذهبتي به الى الطبيب فيمكن أن يخرج عن نطاق السيطرة |
Açıkça görülüyor ki Tanrı da benim risk değerlendirmelerimle aynı fikirde. | Open Subtitles | من الواضح أن الآلهه تتفق مع تقييمي للمخاطرة. |
Açıkça görülüyor ki sana plasebo ve bana da şu çılgın hap denk geldi. | Open Subtitles | من الواضح أنك حصلت على الحبة الوهمية وأنا حصلت على أي حبة مجنونة أعطوها لي , وإنظر إلي الأن |
Açıkça görülüyor ki, çocukların için bir eve ihtiyacın var, ...bizimde mil başına 8 galondan fazla benzin alan bir arabaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | من الواضح أنك تحتاج لمنزل لتربي أطفالك نحتاج سيارة تستهلك أكثر من 8 غالونات لكل ميل |
çalınan perde de yüksek olur. Açıkça görülüyor ki bu dokuz satırdan ve bize verilen boşluklardan daha fazla perde vardır. | TED | كلما ارتفعت درجة النغمة. ولكن من الواضح أنه هناك نغمات أكثر بكثير من التي توفرها هذه الخطوط والمسافات التسعة. |
Açıkça görülüyor ki insan davranışları hakkında öğrenmen gereken çok şey var. | Open Subtitles | من الواضح أنه لديك أمور كثيرة لتتعلمها عن التصرف البشري |
Açıkça görülüyor ki, Yahudiler için. | Open Subtitles | لليهود، كما هو واضح |
Açıkça görülüyor ki, Bayan Florrick pek almıyor. | Open Subtitles | بعكس السيدة (فلوريك) كما هو واضح |
- Yaptığımızı biliyorum. - Açıkça görülüyor ki yapamamışız. | Open Subtitles | أنا متأكده من ذلك من الواضح أننا لم نفعل |
Açıkça görülüyor ki bir İngiliz yatılı okuluna hiç hizmet vermemişsiniz. | Open Subtitles | واضح انك لا تعلم شيئا عن المدارس الداخلية في بريطانيا |