Boşlukları doldurmama izin ver. açık arttırmaya gittin ve ortağını kazıkladın. | Open Subtitles | دعني املئ الفراغات لك.لقد ذهبت الى المزاد وطعنت في الخلف صاحبك |
Aslında o kadar gelişmişti ki, açık arttırmaya sunulan malikaneleri bile vardı. | Open Subtitles | ، متطوّرة جداً، في الحقيقة كـانت تحظى بالقصور لتُعرض في المزاد |
Maalesef ben, şehir dışında bir bayan-arkadaşımla olacağım ve bu yüzden açık arttırmaya katılamayacağım. | Open Subtitles | ولكن لسوء الحظ سأكون خارج المدينة مع صديقتي ولن أستطيع أن أضع سعري في المزاد |
Tahminimi sorarsanız, bakire olduğu için alındı ve eğer hayattaysa, açık arttırmaya çıkacaktır. | Open Subtitles | تخميني ؟ لقد أؤخذت لأنها عذراء إن كانت ماتزال حية فهي على مزاد علني |
Çalınmadan önce, Kilidi açık arttırmaya çıkarmıştım. | Open Subtitles | أضع بضائعي وأنتظر حتي تتم المزايدة عليها |
Bu resim yarın açık arttırmaya çıkacak ve satılırsa ön kapıdan çıkar gider. | Open Subtitles | تلك اللوحة ستذهب للمزاد غداً وسوف تباع وتخرج من الباب |
Biraz para buldum. Sen ve ben açık arttırmaya katılacağız. | Open Subtitles | حصلت على بعض المال أنا وأنت سندخل المزاد |
Teklif zarfı onda açık arttırmaya gidecek. | Open Subtitles | ستقوم بتوصيل ظرف المساومة, لذا ستتوجه الى الى المزاد. |
Ben Jones'u arar, şişeyi açık arttırmaya sokmanın bir yolunu bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | سأتصل بجونز لكي يجد لنا طريقة لوضع هذه الزجاجة في المزاد |
Sakın beni o açık arttırmaya sunduğun için paçayı kurtarabileceğini sanma. | Open Subtitles | ولكن لا تظن بأنك خرجت من المأزق بعرضك لي في المزاد على ذلك الموعد أنت متورط في الكثير من المشاكل |
Kale yakın zamanda açık arttırmaya çıktı, ve sahibi oldukça iyi bir fiyat ödedi. | Open Subtitles | بيعت القلعة فى المزاد العلنى فى الفترة الاخيرة ولقد أشتراها الساحر الجميل بينى |
Nasıl gitti? açık arttırmaya dahil bir şeyler bulabildin mi? | Open Subtitles | هل حالفك الحظ بمعرفة تفاصيل المزاد العلني؟ |
açık arttırmaya dahiliz. Üç gün içerisinde, liste için mezat yapılacak. | Open Subtitles | لقد دخلنا إلى خضم الأمر, المزاد على القائمة سيُقام بعد ثلاثة ايام |
Bilirsiniz, açık arttırmaya bağışladığım kişinin tadının onu kazanan şanslı bayan tarafından çıkarıldığını görmek istedim. | Open Subtitles | فقط أتأكد أن شخص المزاد مسرور من السيدة التى فازت به |
Aslında aklıma geldi de açık arttırmaya kayıt yaptırırken orada bir adam vardı. | Open Subtitles | أجل، أتعلمان، كنتُ أفكّر، كان هناك رجل عندما وقّعتُ لدخول المزاد. |
Elimizdeki bütün eski eşyaları açık arttırmaya çıkarmalı ve kazandığımız parayı, yeni teknolojilere yatırmalıyız. | Open Subtitles | علينا بيع كل دلو صديء من الماضي في مزاد علني ووضع الأموال في تقنيات حديثة |
1856'da Marsilya'daki bir açık arttırmaya çıkarıldı. | Open Subtitles | في عام 1856 تم إدراجه من ضمن مزاد علني في "مارسيليا" |
açık arttırmaya giriş sağlayabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنه يستطيع منحنا دخولاً إلى المزايدة |
Düşündüm de, açık arttırmaya çıkması için ona gelinlik giydirmeleri gerçekten çok iğrenç. | Open Subtitles | أعتقد من المقرف وضعهن في ثوب زفاف للمزاد |
Gerçek olanı var. Bu öğleden sonra Sotheby'de açık arttırmaya çıkacak. | Open Subtitles | الشىء الحقيقى أنه سيتم عمل مزاد عليها اليوم مساءاً |
İstihbarata göre birtakım suç örgütleri ve teröristler bu açık arttırmaya katılacak. | Open Subtitles | إستخبراتنا تشير إلى أن الكثير من قادة الإجرام والمنظمات الإرهابية |
Birileri, oldukça kötü bir şeyi açık arttırmaya çıkartmak üzere. | Open Subtitles | حسناً, شخصاً ما يستعد للقيام بمزاد علني، على بعض الأمور القذرة حقاً |