| Bulunduğum yeri saptayıp yelkenliyi nasıl ele geçirdiklerini açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر قدرتهم على معرفة مكاني و الحصول على قاربي |
| -Birden nasıl altmış dört bin dolar aldığını açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر من أين جائت أموالك الـ 65 ألفاً الغير محددة |
| Hızlı iyileşmemizi açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر لِماذا يُمْكِنُنا أَنْ نُشفي بسرعة. |
| Birinin onu niye ısrarla aradığını açıklıyor bu. Paralarını geri istiyorlar. | Open Subtitles | هذا يفسّر سبب بحث أحدهم المستميت عنه، يريد استرجاع ماله |
| Son zamanlarda sizin eve girip çıkan o arabayı da açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسّر السيارة التي تخرج وتدخل من بيتك مؤخراً |
| 2 haftadır neden bir haber getirmediğini ve neden bir hendekte yattığını da açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يشرح لي لماذا لم تدرجي عملاً خلال أسبوعين ولماذا كنت تنامين في المخبأ |
| Sesleri, sersemliği, her şeyi açıklıyor bu. | Open Subtitles | وتفسر الأصوات ، الدوار ، كل شيء |
| Sarayda saklanmayı nasıl başarabildiğini açıklıyor bu. | Open Subtitles | ذلك يفسّر كيف تمكّن من الاختباء بالقصر. |
| Cep telefonunu açıklıyor bu. | Open Subtitles | حسنا هذا يفسر سبب وجود هذا الهاتف الخلوى |
| Bu da sertlik-esneklik oranını açıklıyor, bu da bence muhteşem dostum. | Open Subtitles | هذا يفسر نسبة الصلابة والمرونة والذي يجب أن أعترف بأنه مذهل يارجل |
| Washington'un Prescott'tan aldığı mesajı açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر الأمر الذي أخبره واشنطن الى بريسكوت |
| Bu da sertlik-esneklik oranını açıklıyor, bu da bence muhteşem dostum. | Open Subtitles | هذا يفسر نسبة الصلابة والمرونة والذي يجب أن أعترف بأنه مذهل يارجل |
| Lars'ın banka kasasındaki parayı açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر المال الذي وجدناه في صندوق أماناته |
| 1910'daki yüksek rakamı açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر العدد الكبير في عام 1910 على أية حال |
| Benden bedavaya akıl istemenin sebebini açıklıyor bu. | Open Subtitles | حسنًا، هذا يفسّر سبب طلبك المشورة منّي مجانًا. |
| İlk saldırımızda malların yerinde olmayışını da açıklıyor bu durum. | Open Subtitles | هذا يفسّر اختفاء الكنوز لدى مباغتتنا المزاد. |
| Bütün yalanları açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسّر كلّ ذلك الكذب. |
| Lang'in politikaya giriş sebebini açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسّر سبب توجّه (لانغ) إلى السياسة. |
| Sesleri, sersemliği, her şeyi açıklıyor bu. | Open Subtitles | وتفسر الأصوات ، الدوار ، كل شيء |
| Kabul etmelisin ki, birçok şeyi açıklıyor bu. | Open Subtitles | -عليكَ أن تقرّ بأنّ ذلك يفسّر الكثير |