Kaptanı, lanetler yağdırıp niçin her aklı başında insanın yapacağı gibi bir bakkal dükkanı açmak yerine denize açıldığını merak ediyordur. | Open Subtitles | مع كابتن يلعن الخط الأزرق ويتعجب لماذا ذهب إلي البحر بدلاً من أن يفتح محل بقالة |
Köpeğin tasmasını kurcalıyordu... ve köpeğin tasmasının bir madalyon gibi açıldığını gördüm. | Open Subtitles | أمسك بطوق كلبه و رايت من الانعكاس ان طوق الكلب يفتح |
Sokağın aşağısındaki bar, kaçta açıldığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | البار اللذي في الشارع, هل تعلمين متى يفتح ؟ |
Elbette o bize kim olduğumuzu sorarken... biz de cevaplarken, bir pencerenin açıldığını duyduk. | Open Subtitles | وبالطبع, بينما كانت تسألنا عبر الباب عمن نحن, وكنا نجيبها على ذلك, سمعنا صوت نافذة تُفتح, |
Eğer etraf kalabalık olursa oradan yukarıya tırmanır yolu bilebilirim, kapının dışarıya değil içeri açıldığını bilirim çünkü bunu ilk 30 saniyede yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أتحرك خلال الظلام يمكنني فعل هذا من خلال خاصية ذاتية وأتجه إلى مخرج الطوارىء وأعرف أن الطائرة تقع لأسفل والباب يتم فتحه للداخل وليس للخارج |
çünkü bu şeyin açıldığını gören tek kişi benim. | Open Subtitles | أم لأنني الشخص الوحيد على الأرض الذي رأى هذا الشيء ينفتح ؟ |
Ve ayrıca bir kapı kapandığında yeni bir kapının açıldığını da biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أعلم أنه عندما يغلق باب يفتح بابٌ آخر |
Piyasanın 9:30'da açıldığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت ان السوق يفتح الساعه التاسعه و النصف |
Ama hâlâ ne zaman evden ayrılsam ne zaman bir kapının açıldığını duysam korkuyorum. | Open Subtitles | ولكن بقيتُ خائفاً كلّ مرّة أغادر البيت, وكل مرّة أسمع فيها بابٌ يفتح |
...onlar da bu kapının sadece içeriden açıldığını biliyorlar. | Open Subtitles | ويعرفون ان الباب يفتح من الداخل فقط |
Alet kutusunun nasıl açıldığını bilen var mı? | Open Subtitles | أيعرف أحدكما كيف يفتح صندوق عدّة ؟ |
Kapının açıldığını duyacaksın. Atılan adımları. | Open Subtitles | ثم تسمع الباب يفتح , وخطوات أقدام |
Buranın öğle yemeğine açıldığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن هذا المكان يفتح للغداء |
O kapağın açıldığını işittiler. | Open Subtitles | سمِعوا صوت الكوّة أسفل المشنقة وهى تُفتح. |
Fakat şimdi pencerelerin açıldığını duyuyorum. Turnaların Himalayaların eriyen karlarının üstünde yüzdüğünü hatırlıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أستمع إلى النوافذ وهي تُفتح أتذكر الكناري وهي تعوم فوق الثلوج الذائبة من جبال الهملايا |
Biri kapının açıldığını söyledi. Sanırım heyecanlandım. | Open Subtitles | أحدهم قال أن الأبواب تُفتح ، أحزر بأن ذلك إستثارنى. |
Bay Davenport'un yağmalandığını ve kasasının da açıldığını öğrendik. | Open Subtitles | (قد تم اقتحام منزل السيّد (دافنبورت ووجده آمن ليتم فتحه |
- Nasıl açıldığını kıza sorun. | Open Subtitles | -أطلب منها فتحه |
Bu ev sahiplerinin kendiliğinden açıldığını söylediği kapı. | Open Subtitles | هذا الباب الذي قالت عنه الساكنة بأنه لا ينفك ينفتح |
Bu, yeni dünyaya bir kapının açıldığını işaretidir atarashii sekai e no tobira o hiraku aizu uçup git kasvetli mavi gökyüzü... fly away glum blue sky... | Open Subtitles | {\1cH000f0f0f}{\3cH00ffffff}إنها إشارة الدخول الى عالمٍ جديدٍ قد انفتح {\1cH00c08000}{\3cH00ffffff}{\4cH00ffffff}طيري بعيدا أيتها السماء الزرقاء الكئيبة |
En azından biraz daha veri toplayıp anomalinin en son nerede açıldığını bulabilirim. | Open Subtitles | يمكنني القيام بقراءات إضافيّة وربما أكتشف أين فُتِحَت الهالة على الأقل |
Yolun açıldığını görebiliyorlar. | Open Subtitles | بمقدورهم أن يروا ممرنا بصورة أوضح. |
Sonra adamlar ateş açıldığını duydu. Cehennem boşalmış gibi. | Open Subtitles | لذا الرجال سمعوا إطلاق النيران، وكأن باب الجحيم فُتح |