Benle konuşmaya geldiğinde kutunun nihayet açılmış olmasının esrarengizliği beni bir parça heyecanlandırmıştı. | Open Subtitles | عندما أتيتي لرؤيتي جزء منّي كان متحمّساً بأن لغز فتح الصندوق سينتهى أخيراً. |
Yusufçuklar ve kızböcekleri tüm bölmeleri açılmış bir çeşit İsviçre çakısına benzeyen penislere sahipler. | TED | حشرات اليعسوب ومقترنات الأجنحة لديها أعضاء ذكرية أشبه السكاكين السويسرية بعد فتح وإخراج كافة ملحقاتها. |
Yani, dün tekneyi incelerken, açılmış olduklarını gördüm. | Open Subtitles | أمس , عندما فحصت ذلك القارب أكتشفت أنها كانت مفتوحة |
Yani, dün tekneyi incelerken, açılmış olduklarını gördüm. | Open Subtitles | أمس , عندما فحصت ذلك القارب أكتشفت أنها كانت مفتوحة |
Federaller için açtığın hesap benim adıma açılmış o hesabı evlendiğimiz gün açtın. | Open Subtitles | الحساب الذى قمت بفتحه للفدرالين الذي هو مفتوح بإسمِي انت فتحت ذلك الحساب |
Başka sebeplerle de birlikte şimdi insanların kapatmaya çalıştığı cehennemin kapıları açılmış oldu. | TED | وإلى جانب عوامل أخرى التي فتحت أبواب جهنم والتي يحاول الناس إغلاقها الآن. |
Özel Ajan Mulder tarafından açılmış dosyaya ektir. | Open Subtitles | اضافة الى الملف الذي فتح بواسطة العميل مولدر |
Maritime Bankasında sizin adınıza yeni bir hesap açılmış ve yüksek miktarda para yatırılmış. | Open Subtitles | تم فتح حساب بإسمك فى البنك الملاحى وتم إيداع مبلغ ضخم |
Maritime Bankasında sizin adınıza yeni bir hesap açılmış ve yüksek miktarda para yatırılmış. | Open Subtitles | تم فتح حساب بإسمك فى البنك الملاحى وتم إيداع مبلغ ضخم |
Kasa açılmış ve zümrütler ortada yoktu. | Open Subtitles | الخزنة كانت مفتوحة وقلادة الزمرد كانت مختفية |
Garip. Şişe açılmış ama içi boşalmamış. | Open Subtitles | انه الفضول يجعلنى استغرب ,الزجاجة مفتوحة ولكن لم يتم شرب محتواها |
İçi açılmış olanda üç kese vardı. | Open Subtitles | كان هناك ثلاثة اكياس كبيرة تلك التي رايناها مفتوحة |
Başımın ön kısmının tamamı yarılmış, deri geriye doğru açılmış, altındaki kafatası açığa çıkmıştı. | TED | رأسي كان فيه جرح مفتوح عبرالجبهة ، بجلد مشدود نحو الخلف ، كاشفاً الجمجمة تحته. |
Buhar borusu açılmış ve o tam borunun önüne bağlanmış. | Open Subtitles | أنبوب البخار مفتوح وهي مربوطة أمامة مباشرة |
Burası doktorların hava sahası dışında ahbap. Bu arada fermuarın açılmış. | Open Subtitles | هذه منطقة ممنوعة على الأطباء أيها الطفل وبالحديث عن السحابات، سحابك مفتوح |
Şöminede erimiş bardak damlaları var ve bu viski son zamanlarda açılmış. | Open Subtitles | هناك كُريّات من كوبٍ في الموقد، وهذا الويسكي قد تمّ فتحه مُؤخراً. |
Senin nöbetin boyunca bölüm bir kaç kez açılmış. | Open Subtitles | المقصورة تم فتحها عدة مرات أثناء مناوبتك |
Son bir saat içinde açılmış ve incelenmişler. | Open Subtitles | لقد فُتحت تلك الملفات وتمت مشاهدتها في الساعة الماضية |
Oh, Tanrım. Bir düğmemi düşürmüşüm, bu yüzden bluzum tamamen açılmış. | Open Subtitles | يا إلهي , لقد فقد زرا لذلك انفتح قميصي على الآخر |
- Kapı maymuncukla açılmış. Yani çalışanların hiçbiri şüpheli değil. | Open Subtitles | لعلمكم، فُتح القفل الأمامي عنوة، لذا فذلك يستبعد جميع الموظفين. |
Yeni bir Küba mekanı açılmış. Hemen Lower East Side'ın orada. | Open Subtitles | ذلك المطعم الكوبي الجديد والذي افتتح في شارع موريوس وهو جيد جدا |
Paraşütü açılmış, araç gereçleri normal görünüyor. | Open Subtitles | لا شئ غريب هنا لقد انفتحت المظّلة ، و المعدات تبدو جيّدة |
Hayır. Sanırım burası ben okuldayken açılmış. | Open Subtitles | كلا ، أعتقد أنه أفتتح وأنا في المدرسة |
Bu kutu açılmış ve birkaç şişe alınmış gibi duruyor. | Open Subtitles | الصندوق هذا كانّ مفتوحاً ويبدو كأن أحدى الزُجاجات قد اُخِذت |
Birleşme yerinden açılmış. Üstüpü ve ziftle tıkayalım. | Open Subtitles | لقد فتحوا ثغرة فى السفينة نحتاج بعض الخشب لمعالجة الثغرة |
Yanımda, Golden Arrow'da denize açılmış, ve geri dönerek olanları bize anlatacak bir adam var. | Open Subtitles | لدى رجل هنا أبحر إلى السهم الذهبى وبقى على قيد الحياة ليخبركم بذلك |