Allah'ın yarattığı ot, ilahi bir şey, seni yükseltip, zihnini açan, | Open Subtitles | إنه مخلوق بواسط الرب لذالك إنه روحي يهذبك ، يفتح عقلك |
Elimizde olmayan o çok değerli kitabı açan bir yüzüğün var. | Open Subtitles | لديك خاتم يفتح كتاب غالي جداً والذي لا نملكه في الاصل |
Şu bizim sokakta büfe açan adam bile ona çalışıyor. | Open Subtitles | ذلك الشاب الذي فتح كشك حلويات في شارعنا يعمل معه |
Burayı tekrar açan biz değiliz ki onlara şirin gözükesin. | Open Subtitles | لم نعاود فتح هذه المدرسة للفتيات لكي تكوني لطيفة معهن |
Buzdolabının üzerinde çocuk kilidi olan dolapları açan bir magnet vardı. | Open Subtitles | هناك مغناطيس على البراد انهم يستخدمونه لفتح الخزائن المقفلة لأجل الاطفال |
Joey'nin cep telefonuna ulaşmaya çalıştım fakat açan yok. | Open Subtitles | لقد جربت الاتصال على محمول جوى ولكنه لا يجيب أيجب أن ننتظره؟ |
Kapıyı açan şey o küpse onu yok edecek kadar güçlü de olabilir. | Open Subtitles | لو كان المُكعّب هُو ما يفتح البوّابة، فلربّما يكون قويّاً بما يكفي لتدميرها. |
Şifreyi bilen tek kişi o. Kapıyı açan gizli numaralar var ya? | Open Subtitles | وهو الوحيد الذي يعرف الرمز أتعرف الرمز السري الذي يفتح الباب ؟ |
Anahtarı tutanla kapıyı açan kişi arasında ki fark nedir ? | Open Subtitles | ما الفرق أنها لا تجعل الذي يحمل المفتاح والذي يفتح الباب؟ |
Kan incelten aspirin ve damarı açan nitrogliserin almak kalp krizinin kötüleşmesini engelleyebilir. | TED | إن تناول الأسبرين المميّع للدم، والنتروغليسرين، الذي يفتح الشريان، يمكنه أن يخفف من آثار النوبة القلبية. |
Bir zamanlar, bira şişesini dişleriyle açan bir kuzenim vardı. | Open Subtitles | أحد أقربائي كان يفتح قنينة البيرة بأسنانه |
Bir zamanlar, bira şisesini dişleriyle açan bir kuzenim vardı. | Open Subtitles | أحد أقربائي كان يفتح قنينة البيرة بأسنانه |
Gençken, diger dünyalarda yasamin olma ihtimaline ufkumu açan birçok bilim-kurgu okudum. | Open Subtitles | كطفل , قرأت الكثير عن الخيال العلمي, والذي فتح عيني الى امكانية |
Ali'nin mezarını açan her kimse, tabuta koyduğumuz hatıraları da bulmuştur. | Open Subtitles | الذي فتح قبر الي .. سوف يجد ما وضعناه في التابوت |
Ve bu, hem banka hesabı açan ilk öğrencim hem de ailesinde ilk hesaba sahip olan kişi. | TED | وهذا أول طلابي، و أول من فتح حسابا بنكيا في عائلته. |
Bu bağlamda, test edilebilir varsayımlar akıl zindanın kapılarını açan büyük buluş muydu? | TED | إذاً، نحن مُخمنون إختباريون الإبتكار العظيم الذي فتح بوابات السجن الفكرية؟ |
Herkese kapıyı açan bir kapıcı gibi eskiden nasıl yapıyorsa şimdi de aynını yaptığı gibi. | Open Subtitles | تماماً كالبواب، مهمته فتح باب الفندق لأى شخص ما يفعله اليوم هو ما كان يفعله لسنوات خلت |
Kulüpten bana tüm dolapları açan bir anahtar verdiler. | Open Subtitles | أعطاني النادي الصلاحية لفتح جميع الخزنات |
Kapıyı çaldım ama açan olmadı. | Open Subtitles | لقد ضغطت على الجرس لكن لم يجيب أحد جينكينز؟ |
Ama gerçekten çok verimli bir araç bu, ve bu görselleştirmeler, bilgi grafikleri ve görseller, bu araçtan açan çiçekler gibi. | TED | لكنها بيئة خصبة حقا، ويبدو الامر وكأنه عروض، رسوم بيانية، عرض بيانات، انها تبدو مثل الزهور التي تتفتح من هذه البيئة. |
Bu soruna yol açan diğer bir ciddi felaket ise, aşırı derecede şiddete başvurulması ve bu, dünya çapında muazzam şekilde artmakta. | TED | والمفسدة الأخطر هنا التي تسبب هذه المشكلة هي اللجوء إلى العنف بشكل متزايد وهذا يزداد بشكل مخيف حول العالم. |
Haksız yere işten çıkarılma davası açan birini buldum. | Open Subtitles | لأتمكن من العثور على المرأة التي قامت بدعوى إنهاء الخدمة الخاطئة ضدهم |
Benimle birlikte 16 kişinin yoğun bakım ünitesine bağlanmasına yol açan bir deneme. | Open Subtitles | الأمر الذي تسبب في نقلي أنا و ستة عشر أخرين الي قسم العناية المركزة |
Mutfak kapısını çaldım, açan olmadı. | Open Subtitles | طرقت باب المطبخ لكن لم يجب أحد |
Son birkaç haftadır karşıdan telefonu açan olmadı. | Open Subtitles | وخلال الأسبوعين الماضيين لم يرد أحد من الجانب الآخر. |
- Burası bir hastane. - Telefonu açan sen miydin? | Open Subtitles | هذا المستشفى هل أنت الشخص الذي رد على الهاتف ؟ |
Arabaya biner binmez, ilk iş olarak camı açan çocuklardandım. | TED | كنت من هؤلاء الأطفال الذين كلما صعدوا إلى السيارة، يفتحون النافذة. |
Belki telefonu açan kişi kurbanımızın kim olduğunu söyler. | Open Subtitles | ربما يستطيع الذي أجاب على هذا الرقم أن يحدد هوية الضحية |