ve açlık gibi gerçekten büyük sorunları çözme hedefleri var ama açlıkla mücadele eden ulusal kuruluş ve aşevlerini desteklediğimiz kadar onları desteklemiyoruz. | TED | وهم يركزون على علاج مسائل ضخمة بحق، مثل الجوع، لكنهم لن يحصلوا على ذات الدعم الذي أعطيناه لمنظمات أممية لمكافحة الجوع وبنك الطعام. |
Böyle olursa, hepimizin hoşuna gidecek bir denge durumu oluşacak -- açlıkla tokluk araasındaki denge. | TED | مما يدفعنا لنولد شيئاً جميعناً يعرف ذلك التوازن بين الجوع والشبع |
açlıkla karşı karşıyalar. Fazla cephaneleri de yok. | Open Subtitles | هم يعانون من الجوع هم ليس لديهم ذخيرة كافية |
Yerleşimlerdeki açlıkla yaşatılan, dolaylı şiddetten bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن العنف الغير مباشر والذي يتوغل المجاعة في البلدات |
Bu dünyada açlıkla ilgili bir yığın sorun var. | Open Subtitles | هناك حقا قضايا حول مشاكل المجاعة في هذا العالم |
Ertesi akşam, o ana kadar hiç hissetmediğim bir açlıkla uyandım. | Open Subtitles | واستيقظت في المساء التالي وأشعر بجوع لم أشعر به من قبل |
Ertesi akşam, o ana kadar hiç hissetmediğim bir açlıkla uyandım. | Open Subtitles | واستيقظت في المساء التالي وأشعر بجوع لم أشعر به من قبل |
Benimle birlikte, Endonezya'daki açlıkla ilgili araştırmalar yapan birisi, ve mahkumları rehabilite etmek için yunusları kullanan bir psikoterapist de var. | Open Subtitles | إلى رجل يجري أبحاثاً عن الجوع في إندونيسيا وطبيب نفسيّ يجري بحثا عن الدلافين لإعادة تأهيل السجناء |
Purgatory'de geçen onca yıldan sonra açlıkla uğraşmak değil ama doğru bir yolda gitmek zor oluyor. | Open Subtitles | كان من الصعب الإلتزام بالصف هنا بعد كل تلك السنوات في المطهر ولا أضطر للتعامل مع الجوع |
Purgatory'de geçen onca yıldan sonra açlıkla uğraşmak değil ama doğru bir yolda gitmek zor oluyor. | Open Subtitles | كان من الصعب الإلتزام بالصف هنا بعد كل تلك السنوات في المطهر ولا أضطر للتعامل مع الجوع |
Brezilya hakkında konuşmak istiyorum, çünkü şu anda Dünyadaki herhangi bir ulustan daha hızlı bir şekilde açlıkla baş edebildiklerini okuduktan sonra geçtiğimiz son birkaç yılda Brezilya'ya gittim. | TED | حسناً أود التحدث عن البرازيل، لأني مضيت لرحلة في البرازيل على مدى السنتين الماضيتين، عندما قرأت أن البرازيل تكافح الجوع أسرع من أي دولة أخرى حالياً. |
Sadece New York Şehri'nde 18 yaşın altındaki 474 bin çocuk her yıl açlıkla yüz yüze. | TED | في هذه المدينة وحدها، في مدينة "نيويورك"، يواجه 474،000 طفل تحت سن 18 عاماً الجوع كل عام. |
Ve uluslararası açlıkla ilgili azıcık garip olan şey ve uluslararası meseleleri konuşma ki Amerikadaki çoğu insan ne yaptığınızı bilmek ister gibidir. Amerikalı çocuklar için ne yapıyorsunuz? | TED | ولكن المشكلة في مشكلة الجوع العالمي او القضايا العالمية والتحدث عنها ان معظم الناس يسألون على الفور .. مالذي تقومون به من أجل اميركا هل تقومون بشيء حيال اطفال الولايات المتحدة الامريكية ؟ |
açlıkla can sıkıntısı çoğu kez birbirine karıştırılır. | Open Subtitles | الناس لايفرقون بين الملل و الجوع |
Hayat zor, çalmalıydık yoksa açlıkla boğuşacaktık. | Open Subtitles | . الأوقات الصعبة , كان لابد أن نسرق و إلا سنواجه المجاعة |
Fransa'da. Dünyadaki açlıkla mücadele ediyor. | Open Subtitles | إنَه في ستراسبورج يحارب المجاعة |
O zaman ayılar açlıkla karşı karşıya kalır. | Open Subtitles | وتواجه الدّببة حينها خطر المجاعة |
Holodomor, diğer adıyla "açlıkla sistematik imha etme" sırasında milyonlarca çocuk yetim kaldı. Baban? | Open Subtitles | جندت هذه المجاعة التي معروف عنها بذلك الملايين من الاطفال الأيتام "أوكرانيا، الاتحاد السوفياتي" |
ve açlıkla mücadele etti. | Open Subtitles | و عانى المجاعة |
Büyük bir açlıkla. | Open Subtitles | بجوع |