O Ağır şeyleri sanki birer kutu krakermiş gibi taşıyorsun. | Open Subtitles | تحمل تلك الأشياء الثقيلة كأنهم صناديق من البسكويت |
Çok zeki değilim ama Ağır şeyleri kaldırabilirim. | Open Subtitles | مهلا، أنا لست ذكية جدا، ولكن يمكنني أن رفع الأشياء الثقيلة. |
Ağır şeyleri arabadan alabilir misin lütfen? | Open Subtitles | أيمكنك جلب الأشياء الثقيلة في الشاحنة, رجاءً؟ |
Ağır şeyleri taşıma işini kocana bıraksaydın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجعلي الرجل من يحمل الأشياء الثقيلة |
Tahmin ediyorum senin ki bir şeyleri kırmak, Ağır şeyleri taşımak ve ara sıra hırlamak? | Open Subtitles | أظن أن دورك هو تحطيم الأشياء و تحريك الأشياء الثقيلة و ربما الزمجرة من آن إلى آخر |
Ağır şeyleri taşımanda sana çok fazla yardım edemedim. | Open Subtitles | آسف لأنني لم أستطع المساعدة كثيراً في نقل الأشياء الثقيلة |
Pili hemen biten ve her düştüğünde kırılan bu Ağır şeyleri kim taşımak ister?" | TED | "من يريد اقتناء مثل تلك الأشياء الثقيلة" "حيث تتعطل البطاريات سريعًا، وتنكسر الهواتف عندما تسقط منك" |
Hayır,Ağır şeyleri taşımayı severim. | Open Subtitles | أحب حمل الأشياء الثقيلة |