Bu ağırlıklar, sualtına dalmanıza yardımcı olacak. | Open Subtitles | سوف تساعدكم هذه الأثقال في البقاء تحت الماء |
Ama diğer ağırlıklar Bayan Raber'ın cinayet silahını temizlediğini ve kocasını öldürürken eldiven taktığını gösteriyor. | Open Subtitles | لكن كل الأثقال التي في الصالة يوجد بها ولقد مسحت بصمتها من سلاح الجريمة واستعملت قفازات عندما قتلت زوجها |
Sanırım kaldırdığı ağırlıklar, penisinin çok küçük olduğu gerçeğini telafi etmeye yetmez. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يرفع الأثقال لمحاولة تعويض حقيقة أن لديه عضوٌ صغير للغاية. |
İki ucunda metal ağırlıklar olan kurşun bir teneke kutu ya da belki sadece bir kapak. | Open Subtitles | أثقال معدنية، علبة رصاص أو ربما غطاء حتى |
Kurbanı batırmak için deniz yatağına ağırlıklar bağlamış. | Open Subtitles | ربط أثقال لتغرق الضحية لقاع البحر |
Kâlbime asılı bir şekilde duran ve her hareket edişimde sallanıp birbirine dolanan ağırlıklar varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن هنالك أوزان صغيرة تتدلى من قلبي التي تتأرجح وتُسحب في كل مرة أتحرك فيها |
Bu bir koşum takımı, büyük ağırlıklar çekilebilir. Dünya'da öküzlerin sabana koşulması zamanından beri kulanılır. | Open Subtitles | ذا يوك " أداة للجر مصمم ليتحمل أوزان كبيره" ولأكتاف أكبر حجماً .. |
Evet Z ile başlayan isimleri, ağırlıklar ve ölçüler sayfasına yazdım. | Open Subtitles | أجل، نقلت كل من بحرف الزاي إلى صفحة الأوزان والقياسات. |
Biliyorsun, evde kum torbası ve bazı ağırlıklar var. Eğer istersen... | Open Subtitles | أتعلمين، لدينا كيسٌ ثقيل وبعض الأثقال في المركز، إذا أردتِّ ذلك... |
ağırlıklar. | Open Subtitles | أدوات رفع الأثقال. |
Eden, ağırlıklar. Çıkart onları, hepsini. Tamam. | Open Subtitles | الأثقال, (إيدن) إنها على خصري أنزعيهم هيا, هيا |
Ofisimde ağırlıklar var. | Open Subtitles | هناك أوزان في مكتبي |
Ayrıca Roma hazinesi ve ağırlıklar ve ölçüler dairesi olarak hizmet vermiştir. | Open Subtitles | وكانت توضع فيه خزانة روما أيضاً ومكتب روما للأوزان والقياسات |