ويكيبيديا

    "ağızlarına" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أفواههم
        
    • افواههم
        
    • أفواه
        
    • أفواهها
        
    • فمهم
        
    Sürekli yeni şeyler denerler ve onları ağızlarına sokmaya çalışırlar. TED يجرّبون أشياء جديدة على الدّوام، و يحاولون حشر الأشياء في أفواههم كما تعلمون.
    Bazı çocuklar etrafında oyun oynuyorlar ve ağızlarına oradakilerden koyuyorlar. Open Subtitles بعض الأطفال كانوا يلعبون بالقرب منه ويضعونه داخل أفواههم.
    - ağızlarına. Sonra iblis dedi ki... Open Subtitles علي أفواههم , حتي يقوم الشيطان , لقد قال
    Ama, muhtemelen ağızlarına aldıklarında bunun yemeye alıştıkları bir fok veya deniz aslanı olmadığını fark ediyorlar. Open Subtitles لكن من المحتمل, انهم عندما يحصلون عليه داخل افواههم فإنهم يشعرون بأنه ليس فقمة او عجل بحر واللذي تعودوا على أكله
    Ve üretim hatlarından dünyadaki çocukların ağızlarına akıp gitmeye başladı. TED و بدأت خطوط الإنتاج بالعمل لتوصل اللقاح إلى أفواه الأطفال حول العالم
    Tek ihtiyaçları olan şey, ağızlarına su almak ve yumurtaları elemek. Open Subtitles إن كل ما تحتاج لفعله الآن هو أن تسحب الماء لداخل أفواهها
    İşin ilginç tarafı, çatalı ağızlarına koymazlar. Open Subtitles الملفت للإنتباه أنهم لا يضعون الشوكة في أفواههم
    Çatalı, kaşığa yemek koymak için kullanır, sonrasında ağızlarına götürürler. Open Subtitles بل يستعملونها لوضع الطعام في ملعقة ثم يدخلونها في أفواههم إطلب منه منديلا ً.
    Bebekler her şeyi ağızlarına koyar, Bones. Open Subtitles أتعلمين أن الأطفال يضعون كلّ شيء في أفواههم ؟
    Geçmişte benim de arkadaşlarımdan destek aldığım olmuştu ama hiç dilim ağızlarına girecek kadar destek almamıştım. Open Subtitles لكن لم أصل إلى درجة أن يسقط لساني في أفواههم
    79 milyon kadar Amerikalı hergün ağızlarına civalı dolgu koyuyorlar. Open Subtitles مثل أن يكون 79 مليون أمريكي لديهم حشوات زئبقيّة موضوعة في أفواههم كل يوم و اﻵن.
    Sürekli bir şeylere dokunup ellerini ağızlarına götürüyorlar. Open Subtitles دائماً يلمسون الأشياء و يضعون اصابعهم في أفواههم
    ağızlarına bir silah doğrulttuğunda hemen anlayacaklardır. Open Subtitles سيدركون هذا بالمسدس الذي تحشره في أفواههم.
    Her ruhun elinde bir kaşık varmış ama kaşıklar çok uzunmuş bu yüzden ağızlarına götüremiyorlarmış. Open Subtitles ويصرخون من الجوع. كان لكل روح ملعقة ولكنها كانت طويلة جدا ولا يمكنهم وضعها في أفواههم.
    Bir parça ekmek verip ağızlarına peynir sıkacağız bir fırt jöle gibi ama ızgara peynirli olanından. Open Subtitles نعطيهم قطعة جبنة ونرش جبنة في أفواههم كأنها جرعة جيلي لكن بالجبنة المشوية
    Sıçradıklarında bunu ağızlarına sokup onları kafese tıkacağız. Open Subtitles وعندما يخرجون , سوف نضع هذة على افواههم ونضعهم فى القفص
    Evet, gençlerin ağızlarına balık sokmasına kadar özgürüz. Open Subtitles نعم ، نحن احرار مره اخرى لكي نجعل المراهقين يمررونها الى افواههم
    Sigaralarını ağızlarına sıkıştırıp, göğüslerini birbirlerine vuracaklar. Open Subtitles سوف يضعون سجائرهم في افواههم ويصدمون أثداءهم
    Ayrıca beslediğin onca tenyanın ağızlarına girecek olan yemeğe göz dikemezdim. Open Subtitles بالإضافة , لن أقبل أخذ الطعام من أفواه أولئك الدودات الشريطية التي تغذينها
    Birbirlerinin ağızlarına kimyasallar kusarak konuşurlar. Open Subtitles يتحدثون بواسطه تقيء مواد كيمائيه في أفواه بعضها
    Kuşların yavrularını ağızlarına kusar gibi beslediklerini bilirsin. Open Subtitles أتعرفين كيف تقوم الطيور بإطعام أطفالها؟ عن طريق التقيؤ في أفواهها.
    Sıkı düzende dönen bu çok basamaklı vatoz topluluğu, kendi girdabını oluşturur, bu planktonları büyük ağızlarına çekerler. TED وبما أنها تحوم في شكل ضيق، فإن هذه المجموعة من أسماك شياطين البحر تخلق نوعا من الإعصار، فتمتصّ الطحالب وتقدّمها إلى أفواهها.
    İlginç olan eski usul çubuklarla pilav yerken ağızlarına kolun kürüme hareketiyle götürüyorlar. Open Subtitles ما المثير مطلقا فى ذلك الأمر عندما يتناولو الرز بتلك العيدان انهما يحضروها مباشرة على فمهم بحركة تجريفية على ذراعهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد