Eğer diğer ışıkları söndürürsek, adam noel ağacı gibi parlar. | Open Subtitles | إذا قتلنا الضوء المحيط فسوف يضيء مثل شجرة عيد الميلاد |
Oraya konunca, tütün bitkisi DNA’sına eklenmiş talimatları izledi ve Noel ağacı gibi parladı. | TED | و هنا، استطاع نبات التبغ أن يتبع التعليمات التى تسللت الى الحمض النووي و أن يضئ مثل شجرة الكريسماس. |
Çok uzun ve sıkısın, büyük bir meşe ağacı gibi. | Open Subtitles | أنت طويل جداً مثل شجرة البلـّوط العملاقة |
Yukarılarda bir uzay gemisi var Londra'yı bir Noel ağacı gibi aydınlatıyor. | Open Subtitles | إسمع هناك سفينة بالأعلى تضيء لندن مثل شجرة عيد الميلاد |
Acı merkezleri yaşıyor. Yılbaşı ağacı gibi parlıyorlar. | Open Subtitles | مراكز الألم لديه حية ، إنها تضيء مثل أشجار الميلاد |
Daha çok beni andıran bir Noel ağacı gibi. | Open Subtitles | كعشية عيد الميلاد ولكن مع لمستي الشخصية. |
Noel ağacı gibi. Belki başına yıldız koyabiliriz, ha? | Open Subtitles | كرائحة شجرة الميلاد عليك وضع غصن على رأسك |
Bu bölge Noel ağacı gibi parlıyor. | Open Subtitles | حسناً ، هذه المنطقة مضاءة مثل شجرة عيد الميلاد. |
Ne kadar sürüyorsa o kadar. Hey, hey. Sanki Noel ağacı gibi. | Open Subtitles | ستأخذ قدرما تأخذ من الزمن مثل شجرة الكريسماس |
Çam ağacı gibi kokmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريد أن تكون رائحتي مثل شجرة الصنوبر |
Çam ağacı gibi kokmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تُريدي أن تكون رائحتك مثل شجرة الصنوبر |
İşlemci Yılbaşı ağacı gibi yanıp sönüyor. | Open Subtitles | وحدة المعالجة المركزية مضاءة مثل شجرة عيد الميلاد. |
-Yemekten önce çocukları çıkarırsam telefon santrali Noel ağacı gibi aydınlanacaktır. | Open Subtitles | - إذا تركت هؤلاء الأطفال خارج قبل الغداء، لوحة المفاتيح تضيئ مثل شجرة عيد الميلاد. |
Yılbaşı ağacı gibi, çok özel. | Open Subtitles | ثم قذفه بعيداً مثل شجرة الكريسماس |
Danny ve Aiden o mekanı yılbaşı ağacı gibi aydınlattılar. | Open Subtitles | داني وإيدن " اضاؤوا المكان مثل شجرة كريسماس " لم يجدوا ولا حتى بصمة جزئية |
- Hayır, neden? O halde neden yılbaşı ağacı gibi görünüyorsun? | Open Subtitles | إذاً، لمَ تبدين مثل شجرة عيد الميلاد؟ |
Bizi Noel ağacı gibi sallandırırlar. | Open Subtitles | سوف يضيئوننا مثل شجرة عيد الميلاد |
Onun anıları ise yıIbaşı ağacı gibi yanıp sönüyor. | Open Subtitles | فصّها الصدغي يضيء مثل شجرة عيد الميلاد |
Evet Charlie Brown'ın yılbaşı ağacı gibi. | Open Subtitles | مثل شجرة شارلي براون لاعياد الميلاد |
Noel ağacı gibi. | Open Subtitles | مضاءة مثل شجرة عيد الميلاد |
Tıpkı arkamdaki dev servi ağacı gibi. | Open Subtitles | مثل أشجار "أحمر الخشب" الضخمة ورائي |
- Noel ağacı gibi ama benim tarzımla. | Open Subtitles | كعشية عيد الميلاد ولكن مع لمستي الشخصية. |
Çam ağacı gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | رائحتك كرائحة شجرة الصنوبر |