Noel onun için bir öncelik değildi. Bir ağacımız bile olmadı. | Open Subtitles | عيد الميلاد لم يكن اولوية بالنسبة له ولم يكن عندنا شجرة عيد حتى |
Arka bahçede kaç tane Noel ağacımız olacak? | Open Subtitles | كم شجرة عيد ميلاد ستكون في الفناء الخلفي ؟ |
Küçükken bizim hiç ağacımız olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدينا شجرة عيد ميلاد عندما كنت صغيرا |
Noel ağacımız. Sahte mi? | Open Subtitles | هذة شجرة عيد الميلاد خاصتنا هل هى مُزيفة ؟ |
Bizim ağacımız 4,5 metrelik asil bir köknar, | Open Subtitles | شجرتنا شجرة تنّوب طولها 15 قدماً، |
Her yıl Tanrı'ya... "Lütfen, uyandığımda kocaman güzel bir Noel ağacımız olsun" diye dua ederdim. | Open Subtitles | كل عام كنت أصلى للرب وأقول أرجوكَ دعنى أستيقظ وأجد شجرة عيد الميلاد |
En sonunda büyük bir ağacımız olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أننا حصلنا على شجرة كبيرة هذا العام |
İşte tam burada 5 metrelik noel ağacımız vardı. | Open Subtitles | كانت لدينا هنا شجرة عيد الميلاد ذات طول الـ 14 قدماً |
Şimdi iki milyon ağacımız var. | TED | ونحن الآن قمنا بزراعة 2 مليون شجرة. |
Şimdi, büyük bir Noel ağacımız mı var? | Open Subtitles | هل سنحصل على شجرة الكريسماس الآن ؟ |
Bu elma ağacımız. Onunla çok gururluyuz. | Open Subtitles | هذه شجرة تُفاحنا نحن فخورين جداً بها |
Hey... millet, görünüşe göre, en sonunda bir ağacımız oldu. Ne? ! | Open Subtitles | -أنتم، يبدو أنّنا حصلنا على شجرة بعد كلّ شيء |
ağacımız vardı, yemliğimiz vardı, şişirilebilir Noel Babamız vardı, önünde de plastik geyik vardı. | Open Subtitles | كانت لدينا شجرة, و كانت لدينا حظيرة و كان لدينا "سانتا كلوز" قابل للنفخ مع حيوان رنة بلاستيكي في الباحة الأمامية |
Eğer arsenik atomları bu mikroplardaki fosfor atomları ile yer değiştiriyorsa, bu mikroplar bizim hayat ağacımız ile uyuşmayacaktır. | Open Subtitles | لو أن ذرات الزرنيخ إستبدلت ذرات الفوسفور في هذا الميكروب بطريقة ما عندئذٍ هذه الميكروبات لم تلأتي من شجرة الحياة الخاصة بنا |
Arkada koskocaman bir Noel ağacımız var. | Open Subtitles | لقد اشترينا شجرة عملاقة لعيد الكريسمس |
Pencere önünde ağacımız olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن لدينا شجرة أمام النافذة فعلا |
Ruhla ve gözle alakalı. Yeni ağacımız da var. | Open Subtitles | إنها روح العيد وإنظري، زينا شجرة جديدة |
Bu seneki ağacımız mükemmel. | Open Subtitles | شجرة هذا العام رائعة |
Yabanmersini ağacımız var, bebeğim. | Open Subtitles | لدينا شجرة عنب برىّ هنا |
ağacımız için pazarlık yapıyor. | Open Subtitles | يحاول التفاوض معك حول شجرتنا |