Mutlu olduğunu söyledi ama onun hiç mutluluktan ... ağladığını görmemiştim. | Open Subtitles | قالت انها سعيدة, ولكنني لم اشاهدها تبكي من الفرح من قبل |
Bazen geceleri ağladığını duyarım. Kimsenin onu duymadığını düşündüğü zamanlarda. | Open Subtitles | أحياناً أسمعها تبكي بالليل عندما تظنّ أنّ لا أحد يسمع |
Tıpkı iyi bir aktör gibi gerçekten ağladığını veya güldüğünü düşündürtebilir. | Open Subtitles | ـ كممثلٍ بارع ، حيث يجعلك تظن بأنه يبكي أو يضحك |
Uçakta bir bebeğin ağladığını duyunca bunun sırf sana özel olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت في طائرة وسمعت طفلا يبكي تعتقد أن الأمر يحصل لك |
Burada ne yaptığını ve neden ağladığını söylemeyecek misin bana? | Open Subtitles | هلا أخبرتني ما الذي تفعلينه هنا ولماذا كنتِ تبكين ؟ |
bir sütçü kızın ağladığını duydum... düşünüyorum da annem ben ne söylemeliydim.. | Open Subtitles | سمعت بكاء شابةً بيضاء تسائلت كيف لي أن أقابلك ، يا أماه |
Annemin bir Monopoly oyunu sonunda bu kadar ağladığını görmedim. | TED | لم ارى في حياتي امي تبكي كذلك في نهايه لعبه المونوبولي |
Birkaç saat içinde yanımdaki komşuda yine kadının ağladığını duydum, ama ilk kez sadece orada oturmadım. | TED | وفي غضون عدة ساعات، سمعت المرأة تبكي مرة أخرى، ولكن لأول مرّة، لم أجلس هناك بلا حراك، |
Aslında yakından bakarsanız her zaman biraz ağladığını görürsünüz. | TED | قي الحقيقة، إذا نظرتم جيدا سترون أنها تبكي قليلا طوال الوقت. |
Evin kapı aralığından baktıklarında, bir annenin cadde boyunca koşturup oğlunu kucaklarken ağladığını gördüler. | TED | عندما نظروا مليًّا من مدخل الكوخ، شاهدوا أُمًّا تركض في الشارع، تبكي وهي تحتضن ابنها. |
Öfkemin arasında senin hala Bambi'nin sonunda ağladığını ağzımdan kaçırdım. | Open Subtitles | في غضبي، وأنا ندعه يفلت إلى أن كنت لا تزال تبكي في نهاية بامبي. |
Dışarıda ya da diğer odada olursan ağladığını duyabilirsin ya da... | Open Subtitles | لو كنتِ في الخارج أو الغرفة الأخرى يمكنك سماعه وهو يبكي |
Enstitüde ona kötü davranmalarına karşı kimse onun ağladığını görmemişti. | Open Subtitles | فرغم العلاجات المؤلمة التي تلقاها في المعهد، لم يشاهده أحد قط يبكي |
Bir daha ikinizin de benim için ağladığını görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد أي واحد منكم ان يبكي من اجلي مرة اخرى |
Koluna bir iğne saplıydı ve üst katta Charlie'nin ağladığını duyabiliyordum. | Open Subtitles | و كانت هناك إبرةً مغروسة في ذراعها, و سمعت تشارلي و هو يبكي في الطابق العلوي |
Bak şerif ne bulmuş. Bugün bunun için nasıl ağladığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أنظري ماذا وجد الشريف , تتذكرين كيف كنتي تبكين لاجله اليوم . |
-Duygularını saklaman gerekmez. Niye ağladığını biliyorum. | Open Subtitles | انظري ليس عليك إخفاء مشاعرك أنا اعرف لماذا كنت تبكين |
Geçen akşam ağladığını gördüğümde... hayatımın en kötü anını yaşadım. | Open Subtitles | و عندما رأيتك تبكين في تلك الليلة كان هذا و بصدق أسوأ يوم في حياتي |
Kendi babamı kaybettim annemin uyuyana kadar ağladığını defalarca duydum. | Open Subtitles | لقد فقدت والدي،وسمعت بكاء أمّي قبل نومها، أكثر ممّا تتصور |
Annemin beni koruma arzusu öyle güçlüydü ki... ağladığını görmeme izin vermezdi. | Open Subtitles | كان أمر حمايتى عظيماً عند أمى لدرجة أنها لم تكن تدعنى أراها و هى تبكى |
Onun büyük köpeğin şeyle birlikte kaçarken nasıl ağladığını hatırlıyorum... | Open Subtitles | انا اتذكر انها بكت عندما ذلك الكلب الكبير أخذها منها |
Ve ağlamak yok, Annem, geçen sefer ağladığını söyledi. | Open Subtitles | ولا تبكي أمي قالت أنك بكيت في المرة السابقة |
Arkada deniz kızlarıyla ilgili hayallerini yıktığım birkaç kişinin ağladığını görüyorum. | TED | أرى مجموعة من الناس يبكون في الخلف يبدو أنني هدمت فكرتهم عن حوريات البحر. |
Akşam Lecter'ın konuştuğunu, Miggs'in ağladığını duymuşlar. | Open Subtitles | سمعوا ليكتر يهمس له طوال اليوم و ميجز يبكى |
Baban, Noel pudingine viski döktü diye ağladığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر بكائك عندما سكب أبوك الخمر فوق كعكة بودنغ عيد رأس السنة0 |
Delice geldiğinin farkındayım ama o zamandan beri onun ağladığını duyuyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه يبدو أمراً جنونياً. ولكن منذ آنذاك وأنا أسمع بكائها. |
Hikaye Peygamberin ağladığını ve göz yaşlarının kaynak oluşturduğunu söylüyor. | Open Subtitles | القصّةُ تقول ان النبي بَكى و عملت دموعَه بئرَ. |
Herr Doktor Kushemski'nin çocuk gibi ağladığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أشعر بالسيد كوشيمسكي يأن ويبكي كطفلة صغيرة |
Sıcak bir günde ağladığını görebiliyorsun. | Open Subtitles | وفي يومٍ دافئ تستطيعين رؤية دموعة الثلجية تذوب. |