Eve gelmemin tek nedeni bir şişe ağız yıkama suyu... Ağzımdaki meni tadından kurtulmak için. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعود بيتي من أجله هو قنينة غسول الفم لتشعرني بمذاق المني في فمي |
Evet, ama Ağzımdaki otun ve fahişenin tükürüğünün tadını gidermem lazım. | Open Subtitles | نعم ولكن يجب أن أزيل طعم الحشيش والعاهرة من فمي |
Toparlanmalıyım. Her şey süt liman. Ağzımdaki kakayı unutacağım. | Open Subtitles | سوف أهتم بالأشياء الأخرى و أنسى أمر القذارة في فمي |
Ağzımdaki kancayı söküp beni geri mi fırlatacak? | Open Subtitles | ستربطني من حلقة حول فمي وتُلقي بي في الخلف ؟ |
Ağzımdaki tadı yok etmek için bir milkshake daha içmem lazım. | Open Subtitles | حسنا, اضطررت ان أشرب مخفوقا آخر.. لازيل الطعم من فمي. |
Sütünün Ağzımdaki tadını odayı, suyu... | Open Subtitles | أنا أتذكر طعم لبنكِ في فمي هذا السائل الدافيء |
Akşamdan kalmış olmanın dışında , ölüm maçı yaklaşıyor ... ve Ağzımdaki bok tadını bir türlü atamadım ... gerçekten gayet iyi. | Open Subtitles | بغض النظر عن صداع الثمالة و المعركة التي تقترب و الطعم السيء في فمي و الذي لا أستطيع أن أتخلص منه أشعر أني جيد |
Ağzımdaki iğrenç sıkıcılık tadını silmesi için damak temizleyici niyetine bir güzel sevişirim diyordum. | Open Subtitles | يا إلهي ، كُنت آمل في الحصول على مُضاجعة جيدة فقط كمُطهر للحنك لإزالة ذلك المذاق الأحمق للملل من على فمي |
Tekrar uyandığımda Ağzımdaki şey gitmişti, ellerim bağlı değildi. | Open Subtitles | عندما إستيقظت مرة أخرى، الشيء الذي في فمي قد إختفى ويداي لم تكونا مكتفتان |
Ağzımdaki bir lolipoptan mesela. | Open Subtitles | الزبد في مؤخرتي، المصاصات في فمي. |
Güzel. Ağzımdaki bir halk şarkısı gibi. | Open Subtitles | لذيذة ، كأنه ثمة احتفال في فمي |
Ağzımdaki ferahlık hissinden kurtulmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | -لا أطيق صبراً حتى أتخلص من الشعور بنظافة فمي |
Şimdi bir viski çok iyi giderdi, Ağzımdaki şu mezarlık tadını alırdı. | Open Subtitles | أحتاج مشروباً فرائحة المقابر في فمي |
Hatırlıyormusun? Oh ... Ağzımdaki tatlı tadı hatırlıyorum. | Open Subtitles | تتذكرين؟ أتذكر مذاق الدماء الحلو في فمي |
Yok bir şey. Sadece Ağzımdaki ekstra hava. | Open Subtitles | لا شيء فقط هواء زائد في فمي |
Olmaz. Ağzımdaki yaraları azdırıyor. | Open Subtitles | لا أستطيع، تحرق التهابات فمي. |
Ağzımdaki tuz tadından kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} أحاول إزالة مذاق الطعام المالح من فمي |
Ağzımdaki tuz tadından kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} أحاول إزالة مذاق الطعام المالح من فمي |
Ağzımdaki Maw-Maw'ı temizliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أغسل فمي مكان الجدّة |
Duygu, Ağzımdaki aroma gibidir. | Open Subtitles | الشعور مثل النكهة في فمي |