| Bir kere bile gardını düşürürsen, şeytan, bir yılan gibi Ağzının içine girer ve sonrasında ebediyen, senin adına konuşur. | Open Subtitles | إذا تركت إيمانك لمرة واحده فأن الشيطان سينزلق مثل الثعبان في فمك وبعد ذلك وإلى الأبد سوف يتحدث نيابة عنك |
| Ağzının içine kusmuyorsan doğru davranmıyorsun demektir. | Open Subtitles | إن لم تكن تتقيأ في فمك أنت لا تقوم بفعلها بشكل صحيح |
| Çok çekici bir adam. Ağzının içine ahtapotun tamamı girebiliyor. | Open Subtitles | رجل جذاب جدًا بإمكانه وضع أخطبوط كامل في فمه |
| Bir hafta sonra... Krakerleri çiğneyip Ağzının içine tükürüyordum. | Open Subtitles | بعد أسبوع، كنت أمضغ له المخدّرات وأضعها في فمه. |
| Yani yapman gereken şey, nasıl desem sıkıştırarak Ağzının içine almalısın. | Open Subtitles | لذا سيكون عليك ، لا أعرف أن تضغطيهم لتدخليهم فى فمك |
| Bir kez daha gösterecek olursan Ağzının içine doldururum onları! | Open Subtitles | إذا رأيتهم ثانية سأحطمهم داخل فمك |
| Şimdi sadece Ağzının içine bakacağım. | Open Subtitles | سوف أنظر في داخل فمكِ |
| Bununla ne yapacağım? Ağzının içine koy. | Open Subtitles | فقط اضعها في فمك |
| O Glock'u kılıfından çıkarıp Ağzının içine dayayarak... | Open Subtitles | ان تسحب مسدسك وتفرغة في فمك |
| Ağzının içine mağaza açacağım senin. | Open Subtitles | -أبدا سأقوم بفتح متجر في فمك |
| Sonra basınçlı oksijen tüpünü onun Ağzının içine fırlattım. | Open Subtitles | ثم رميت ضاغط غاز الأكسجين في فمه |
| Hayvanın Ağzının içine nefesini üfleyip ona bir ruh bahşettin resmen. | Open Subtitles | كأنك تنفست في فمه وأعطيته روح "استغفر الله" |
| Ağzının içine bakın! | Open Subtitles | انظر في فمه. |
| Önce suratına çişimi yapacağım ve sonra Ağzının içine osuracağım. | Open Subtitles | سأفعلها على وجهك ثم فى فمك |
| Yemek Ağzının içine girmeli, kızım. | Open Subtitles | اوه الطعام يجب أن يكون داخل فمك يا فتاة |
| Parmaklarını Ağzının içine koy. | Open Subtitles | ضعي أصابعك داخل فمك هناك |
| Ve Ağzının içine koyacağım. | Open Subtitles | وأضعهــا داخل فمكِ. |