Ağzınızdan çıkan bir kelimeye bile inanılmaz. | Open Subtitles | لا يمكن الثقة بأي كلمة تخرج من أفواهكم |
Ağzınızdan çıkan hiçbir kelimeye inanmadığım sürece. | Open Subtitles | إلا إذا صدّقت كل كلمة تخرج من أفواهكم |
- Sizin Ağzınızdan. | Open Subtitles | من شفاهك آنسة , قبل ثلاث أيام |
Ama maalesef sizin Ağzınızdan değil. | Open Subtitles | والمحزن جداً لم يكن من شفاهك |
Artık her şeyin bir anlamı vardır ve Ağzınızdan sadece yalan çıkmayalı çok da uzun zaman geçmiş gibi gelmez. | Open Subtitles | وبعد ذلك، لن يصبح للأمر معنى ولن يطول الأمر قبل أن تصبح كل كلمة تخرج من فمك عبارة عن كذبة |
Bibaşı, benimle konuşurken proyu Ağzınızdan çıkarın. | Open Subtitles | أيها الرائد. عندما تكلمني, أخرج السيجار من فمك |
Ağzınızdan çıkan tüyleri görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤية الريش يخرج من أفواهكم |
İnsanlar zaten sizin Ağzınızdan duymaya gerek kalmadan ne konuştuğumuzu öğreneceklerdir. | Open Subtitles | بدون سماعها من شفاهك |
Çünkü şu anda Ağzınızdan dışarı çıkmaya çalıyşan bir böcek görüyorum. | Open Subtitles | لاننى ارى احدى هذة الحشرات تحاول الخروج من فمك |
Ne olursa olsun bir besin alırım Bay Hearst, örneğin yumurtadan yeni çıkmış bir kuş, hem de sizin Ağzınızdan. | Open Subtitles | الإعالة التي سأتولاها بأي قضية مثل طير قفص حديثاً آمل أن قد تأتي من فمك |
Minik Ağzınızdan o yalanlar hiç dökülmemiş gibi olur. | Open Subtitles | سيكون الأمر كما لو أن تلك الأكاذيب لم تُقل من فمك الصغير. |