AIDS'in öncelikle bir politika meselesi olduğunu düşünüyoruz. | TED | لذلك نحن نعتقد و قبل أي شيء أن الإيدز مشكلة سياسية |
Bunu yaparken AIDS'in kendine özgü yanları olmasından yararlanıyoruz. | TED | و لنقوم بهذا الأمر سنقوم بالإعتماد على حقيقة أن الإيدز مرض من نوعٍ خاص جداً |
Botsvana AIDS'in çok olduğu bir yer, Mısır pek fazla AIDS olmayan bir yer. | TED | بتسوانا من الدول التي يكثر فيها الإيدز بينما مصر من الدول التي يقل فيها الإيدز |
Şimdi ise, kendi ömürümüz süresince HIV/AIDS'in sonunu görme imkanına sahibiz. | TED | والآن، نرى احتمال نهاية مرض الإيدز قريباً. |
Bu AIDS'in gerçekliğiydi. | TED | هذا صحيح بالنسبة للإيدز. |
Bu AIDS'in Afrika'da Avrupa'da olduğundan çok daha hızlı yayılmasının bir sebebi. | TED | هذا أحد الأسباب لإنتشار الإيدز في أفريقيا بأقصي سرعته, وليس بنفس السرعه في أوروبا. |
"Sonraki kararlarla AIDS'in bir engel olduğu vurgulanmıştır sebep olduğu fiziksel kısıtlamalar nedeniyle ve onu çepeçevre saran, onun sosyal bir ölüm olma mecburiyeti, önyargısı... ilerleyerek onun gerçekten fiziksel bir engel olduğu". | Open Subtitles | القرارات اللاحقة صدّت بسبب عائق الإيدز لأن الطبيعة تفرض القيود والإجحاف الذي يحيط بالإيدز يؤدي إلى الموت الجماعي |
1984'te ölümcül illet AIDS'in farkında mıydınız? | Open Subtitles | هل كنت مدركاً في سنة 1984 أنّ هناك مرضًا يدعى الإيدز ؟ |
AIDS'in zencileri ve geyleri cezalandırmak için gönderilmesi bir örnek. | Open Subtitles | ولهذا يكون الإيدز هو مثال حي على عقاب الرب للسود واللوطيين |
Şehir içi kliniklerde AIDS'in etkileri... | Open Subtitles | أثر فيروس الإيدز على العيادات داخل المدينة |
AIDS'in yayılmasına da karşısınızdır siz. | Open Subtitles | ربما, إذا كنت ضد انتشار مرض الإيدز, هل انت ضده؟ |
AİDS'in endişe verişi yayılışı göz önüne alındığında New York... | Open Subtitles | مع الأخذ بعين الإعتبار إنتشار الإيدز المنذر بالخطر نيويورك |
Afrika'da kabaca 25 milyon kişinin bu virüsle enfekte olduğunu ve AIDS'in bir fakirlik hastalığı olduğunu muhtemelen biliyorsunuz. Afrika'yı fakirlikten kurtarabilirsek, AIDS'i de azaltmış olacağız. | TED | و كما تعلمون أن في أفريقيا مايقارب 25 مليون مصاب بالفيروس, و أن الإيدز هو مرض متعلق بالفقر و قد نتمكن من تقليل نسبة الإصابة بالإيدز في أفريقيا إذا استطعنا انقاذها من الفقر |
HIV/AIDS'in ilk ilacı aslında HIV/AIDS için geliştirilmemişti. | TED | أول عقار لفيروس نقص المناعة البشرية / الإيدز لم يكن مطورا لفيروس نقص المناعة البشرية / الإيدز. |
25 yıl 3 ay önce okuduğum bir gazete yazısında şırıngaların bir gün AIDS'in yayılmasının ve insanlara bulaşmasının ana nedenlerden biri olacağı yazıyordu. | TED | قبل خمس وعشرين عاماً وربع قرأت مقالاً في الصحيفة فيه أنه في أحد الأيام ستكون الحقن أحد الأسباب الرئيسية لإنتشار مرض الإيدز، لإنتقال مرض الإيدز. |
AIDS'in belirtilerinin ortaya çıkmasının zaman aralığı kişiden kişiye değişir. | Open Subtitles | تختلف فترة الحضانة لتطوّر أعراض فايروس (الإيدز) من شخصٍ لآخر |
HIV'in AIDS'in etkeni olduğunun ortaya konmasından sonra geçen bu 27 senede tüm diğer virüslerin toplamından daha fazla sayıda HIV'i tedavi edecek ilaç geliştirdik. | TED | الآن خلال ال27 عام التي مرت منذ تعرفنا على الHIV كالمسبب لمرض الإيدز, قمنا بتطوير عدد من الأدوية لعلاج الHIV يفوق عدد أدوية الفيروسات الأخرى مجمعة. |
AIDS'in tedavisini falan buldukları yok. | Open Subtitles | لن يعالجون الإيدز |
AIDS'in tedavisini bulacaklar mı? | Open Subtitles | هل تظنهم سيعالجون الإيدز ؟ |
HIV ile enfekte oldu, ve hayatının sonlarına doğru, AIDS'in son safhalarındayken fuhuş yapamayacak hale geldi, ve dört yaşındaki oğlu Pranitha'yı bir simsara sattı. | TED | أصيبت بفيروس نقص المناعة البشرية HIV وعندما شارفت حياتها على الإنتهاء بعدما وصلت للمرحلة النهائية للإيدز لم يعد بإمكانها ممارسة البغاء لذا باعت برانيثا ذات الـ4 سنوات إلى سمسار |