ويكيبيديا

    "aşikâr" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الواضح
        
    • واضحاً
        
    • وضوحا
        
    • واضحا
        
    • الواضحة
        
    • جليًّا
        
    • واضح
        
    • ادسون
        
    • وضوحاً
        
    • لتكون واضحة
        
    • آحب
        
    • وضوح
        
    Bir şeyleri yanlış yapmışsınız gibi davranıyorsunuz ama her şeyi doğru yaptığınız aşikâr. Open Subtitles تتصرفين كأنك قمتي بشيئ خاطى بينما من الواضح أنك قمت بكل شي صحبح
    Bizimle ilgili onun hakkında bildiğimizden daha çok şey bildiği aşikâr. Open Subtitles و من الواضح انه يعرف عنا اكثر من ما نعرف عنه
    Ajansları değiştirmenin daha az gözü peklik gerektirdiğini düşündüğü aşikâr. Open Subtitles الآن من الواضح أنه يفكر أن تغيير وكالات أقل جرأة.
    Hatta çok yakın genetik akrabalarımız, Neanderthallerin bile sosyal öğrenme yeteneklerinin olduğu aşikar değildir. TED ليس حتى واضحاً أن أقرب الأجناس لنا جينياً، بشر النياندرتال، كان لديهم تعلم اجتماعي.
    Bunun anormal bir durum olduğu aşikâr, ama ikinci el spor ayakkabısı pazarı kesinlikle değil. TED و بينما من الواضح أن هذا غير طبيعي، فإن إعادة بيع الأحذية الرياضية ليست كذلك بالتأكيد.
    Şimdi St. Louis'in yanından Mizuri'nin ağzına inin. Bu nehrin çok önemli olduğu aşikâr. TED الآن اذهب إلى مفترق نهر ميسوري، بالقرب من سانت لويس، من الواضح جدا عظمة وأهمية هذا النهر.
    Bu nokta da gayet aşikâr ki ortada bir alan var ve işte bu alan da benim kendi mutluluk arayışımın merkezinde konumlanıyor. TED من الواضح في هذه النقطة أن هناك منطقة هنا في الوسط هذه هي المنطقة التي تتمركز حول سعادتي الشخصية.
    Birden bire sadece Helmut'un hayatıma anlam vereceği aşikâr oldu. Open Subtitles فجأة من الواضح أنه فقط أعطى معنى لهيلموت حياتي
    Çünkü şurası aşikâr ki, bu herif ve açtığı dertler dünyevi zevklerle aramda bir engel. Open Subtitles لأنه من الواضح أنّ هذا الرجل ومشاكله، يحولون بيني وبين الملذّات الدنيوية
    Neden burada olduğumu açıklamama gerek bile yok bence ama şurası aşikâr ki Kaptan Fisk'in ölümüyle hiçbir ilgim yok. Open Subtitles كما تعلم .. لا أعتقد أننى مضطر لتوضيح نفسى لك لكن من الواضح ..
    Henüz bitmedi. Her şeyin bulunabileceği ansiklopedik bir anlayışa sahip olduğun aşikâr. Open Subtitles ليس بعد, من الواضح أن لديك موسوعة لكل شيء أفسدته
    Çabalıyorsun ama sana uygun olmadığı aşikâr. Open Subtitles أنتِ حاولتي في هذا, ومن الواضح أنه ليس من إختصاصك
    Kimsenin bu kalede kalmaya dayanamayacağı aşikâr. Open Subtitles من الواضح جداً أنه لا أحد يتمنى أن يبقى في هذه القلعة
    Dirsek kemiğindeki merkezden uzak şeritlere göre ellerinin kesilmiş olduğu aşikâr. Open Subtitles استنادا إلى الحزوز في في نهاية عظم الزند من الواضح أن الأيدي نُشرت
    Mücadele belirtileri vardı. Adamımızın o olduğu gayet aşikâr. Open Subtitles كانت هناك دلائل على المقاومة من الواضح تماماً أنّ هذا هو رجلنا
    Senin okulun yönetim kurulunda olduğun aşikâr. Open Subtitles من الواضح أنك تعلم هذا لأنك عضو فى مجلس إدارة المدرسة و الذى يجعل لك علاقات داخلية
    Ve çözüm, eğer bir çözüm varsa gerçekten, şaşırtıcı ve hiç de aşikar değil. TED والحل، إن وجد على الإطلاق، مفاجئ وليس واضحاً.
    Bazen en iyi çözüm en aşikar olandır. Open Subtitles حسنا، في بعض الأحيان الخيار الأفضل هو الأكثر وضوحا
    En nihayetinde Dünya'nın büyük ve hareketsiz, Güneş'in ise küçük ve seyyar olduğu aşikar gibi görünüyor. TED أليس يبدو واضحا أن الأرض كبيرة الحجم وبلا حراك، الشمس صغيرة الحجم ومتحركة.
    Komplolar, uzaylılar ve hedefler içinde öylesine kaybolmuştum ki. aşikâr olan bir şeyi gözden kaçırmıştım. Open Subtitles لقد ضعت في المؤامرات والكائنات الفضائية، والأهداف، حتى أنني غفلت عن الأشياء الواضحة
    Bunun huzur olmadığı aşikâr. Yoksa burada seninle baş başa kalmazdım. Open Subtitles حسنٌ، جليًّا أن هذا ليس السلام، وإلّا ما علقت هنا معك.
    Sürtüşme o kadar aşikâr ki neredeyse göremediğim için sevineceğim. Open Subtitles الخلاف واضح جداً بينكما وأنا مسرور تقريباً لعدم استطاعتي رؤيته
    Perlig'in gözlerini genç Nascimento'ya dikeceği aşikar.. Open Subtitles نتوقع مشاهدة بارلنك بمراقبة لصيقة مع الشاب ادسون ناسيميتو
    Tırmanış hakkındaki diğer bir şey ise: Çoğu kimse bu işteki herşeyin bir örnek yapıldığını sanır. Ve en aşikar çözümlere başvururlar. TED أحد الأشياء في التسلق هي، معظم الناس نوع ما يأخذونه مباشرة. ويتبعون أكثر الحلول وضوحاً.
    Biz aşikar doğruların tarafındayız. Open Subtitles نقول هذه الحقيقة لتكون واضحة
    Bu gece benim de yemeyeceğim aşikâr. Open Subtitles آحب نوعاً ما آن آلتهم بمنتصف الليل
    Bu çocukların aşikar şekilde gazete okumaları, radyo dinlemeleri, öğretmenlerin onayladıkları dışında kitap okumaları kesinlikle yasak. TED هؤلاء الأطفال ممنوعين بكل وضوح من قراءة الصحف، الإستماع إلى الراديو، قراءة أي كتب لا يقوم المعلم بوصفها لهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد