Ama o zamana kadar, sanırım büyükkannenin aşkıyla yetinmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ولكن حتى ذلك الحين أظن بأنك ستكتفي بتقبل حب جدتك العجوز |
Hayatımın aşkıyla mı evleneceğim yoksa cinayet çözen kedili kadına mı dönüşeceğim? | Open Subtitles | هل سأتزوج حب حياتي أو البقاء هنا لحل الجرائم وأصبح قطة عجوز |
İkinci Perdede, hayatının aşkıyla karşılaşınca ne yapacak? | Open Subtitles | ماذا سيفعل في المشهد الثاني حين يقابل حب حياته؟ |
Michael hayatının aşkıyla evlenmek üzereydi. | Open Subtitles | مايكل كَانَ عَلى وَشَكِ أَنْ يَتزوّجَ حبّ حياتِه. |
Bir kadın aşkıyla ölmekten başka ne isteyebilir ki? | Open Subtitles | ماذا تطلب المرأة أكثر من هذا .. أن تموت برفقة حبيبها. |
Ben hayatımın aşkıyla 16 yaşımda evlendim. - Yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | تزوّجتُ في سنّ الـ 16 بحبّ حياتي، و هو أفضل ما قمتُ به قطّ. |
Zaten hayatınızın aşkıyla markette tanışacağınızı da kimse söylemez. | Open Subtitles | لكن أين يمكن القول بأنك يجب أن تقابل حب حياتك في مركز التسوق المحلي؟ |
Sanki hayatımın aşkıyla öğrenci birliği partisinde tanışacağım? | Open Subtitles | 'م ستعمل يجتمع حب حياتي في حفل فراط كلية. |
Hayatının aşkıyla 18 yaşında yatakhane koridorunda karşılaştın. | Open Subtitles | لقد قابلتي حب حياتك في مدخل ممر عندما كنتِ في الثامنة عشر ، ولكن هذا لا يمنحكِ الحق في أن تقومي بدور الإله. |
"İnsanlar hayatının aşkıyla tanışmadan hemen önce söyledikleri şeyler. " | Open Subtitles | حسناً ، "أشياء يقولها الناس قبل أن يقابلوا حب حياتهم" |
Hayatının aşkıyla tanışmaya hazırsan sanal çöpçatanı dene. | Open Subtitles | إذا كنت جاهزاً لتقابل حب حياتك جرب التوافق الافتراضي |
Ulaşılması imkansız bir kadına, umutsuzca aşık olmuş, aşkıyla yanıp tutuşan genç bir adam. | Open Subtitles | رجل محرج يقع في حب أمرأة لا يمكنه الوصول إليها تثير عواطفه |
Bu şarkıyı ilk defa hayatımın aşkıyla tanıştığım zaman söylemiştim. | Open Subtitles | هذه هي الأغنية التي غنية لأول مرة إلتقيت فيها حب حياتي. |
Sonra, hayatımın aşkıyla tanıştım Sonja Henie." | Open Subtitles | ومن ثم صادفت المرأة التي كان من المفترض أن تكون حب حياتي سونيا هيني |
Temsili için burada durduğum kişi,o'dur aklını yitiren yeşil gözlerinizin aşkıyla | Open Subtitles | من أنـا معه اليوم هـو المـجنون في حب عيونك الخـضراء. |
Gerçek aşkıyla ilk kez öpüşünce gerçek şekline kavuştu | Open Subtitles | حتّى تجد قبلة من حبّ صادق... وحينها تتحول على هيئة مَن تحبّه. |
Gerçekten onun hayatının aşkıyla mutlu mesut yaşayabilmen için seninle bir telefon görüşmesi dahi yapmadan 3 aylığına kasabadan ayrılır mıydı? | Open Subtitles | أتحسبه قد يغادر البلدة 3 أشهر دون مكالمة تليفونيّة واحدة... حتّى تعيش في سعادة مع حبّ حياته؟ |
Çünkü kardeşine onun hayatının eski aşkıyla daha yeni ayrılıp sonra da yatağı kırdığını söylemek zordur. | Open Subtitles | لأنّه من الصعب أن تشرح لأخيك أنّك انفصلت للتوّ عن حبّ حياته السابق... ثم تطارحتما الغرام. |
Lisedeki aşkıyla kayıplara karıştı. | Open Subtitles | لأنّه كان يخونها .. وبعدها هربت مع حبيبها في المدرسة الثانوية .. |
Hayatım aşkıyla her an karşılaşabilirim. | Open Subtitles | باستطاعتي الالتقاء بحبّ حياتي في أي لحظةٍ |
Çoğumuz ilk aşkıyla ikinci bir şansı hiç yakalayamaz. | Open Subtitles | . فمعظمنا لايحصل على فرصةٍ أخرى مع حبّه الأول |
Onların saf aşkıyla hikaye burada sonlanıyor. | Open Subtitles | قصة حبهم بلغت ذروتها |
(Hayatım) Ekmek ve tereyağı için yorulmadan çalışmakla başladı ve bilim aşkıyla sona erdi. | Open Subtitles | بدأت بالكدح من أجل الخبز والزبد وإنتهت بعشق العلم |
Tek gerçek aşkıyla tekrar birleşmek için Silas'ın ölmek istediğini biliyordu. | Open Subtitles | علمت أنّه ودّ الموتَ ليجتمع بحبّه الحقيقيّ الأوحَد |