Bu absürt yolculukta olmanın amacı ne? | TED | ما الغاية من كوننا في هذه الرّحلة السخيفة سوّيةً؟ |
Charlotte bana mı öyle geliyor yoksa bu absürt tablolar... erkek arkadaşına fevkalade şekilde benziyor mu? | Open Subtitles | شارلوت، هو فقط ني، أو يعمل هذه الصور السخيفة دبّ يضرب تشابها إلى خليلك السخيف؟ |
Yardımı dokunabilecek tek şey, tam da onu bu absürt araştırmaya itmiş olan şey;... | Open Subtitles | راحته وحدها هي على وجه التحديد من رماه في هذا البحث السخيف |
O zaman bir çalışanım olarak, 5 dakika mola izni veriyorum, böylece oğlumun erkek arkadaşının bu öğleden sonraki absürt tepkisini konuşabiliriz. | Open Subtitles | إذن كموظف لدي، أسمح لك بـ5 دقائق للإستراحة لنتحدّث عن خليل إبني وردّ فعله العنيف السخيف بعد ظهر اليوم. |
Dizinin olduğu dönemi düşünüyorum da bana bir öneri sunardın delice, absürt bir öneri ve ben de "Tamam." derdim. | Open Subtitles | اتذكر في أيام المسلسل, كنت تقترح علي فكرة فكرة سخيفة جداً و جنونية و أقول لك: "حسناً" |
Sonra da sevgili David'in başkana ve bana birden fazla gündemi meşgul eden olayın tek bir parlamentoda onaylanmasına izin vermenin absürt olacağını söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أَتذكّرُ ديفيد العزيز عند حديثه مع الرئيس ومعي حول سخافةِ |
Eğer orada saklanan absürt bir Kübalı varsa, ...ona de ki, eğer gitmek istiyorsa bu gece avare suratlıyla dansa gidebilir. | Open Subtitles | إن كان هناك كوبيٌّ سخيفٌ يختبئُ هناك، فبإمكانكِ إخباره أنّ بمقدوره الذهاب للرقص مع صاحبة الوجه الصعلوك الليلة. |
Bu çocukların yanlış bir nedenden ötürü senin kafanı absürt bir hikâyeyle doldurduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هؤلاء الأولاد، أياً كان السبب يملؤن رأسك بهذه القصص السخيفة |
Tobias, sen bir tıp doktorusun ve aktörlük yaparaktan absürt bir fantezide yaşıyorsun. | Open Subtitles | (وتوبايس), أنت طبيب وتعيش في مخيلاتك السخيفة على أنّك ممثل |
Belki de bu absürt tiyatrodan kaçınmaya çalışmışımdır. | Open Subtitles | {\pos(192,240)}ربما كنت أحاول تجنب هذه المسرحية السخيفة |
Bugün hepimizin bildiği sevdiği ya da sevmediği sosyal medya uygulamalarının aslında bizi toplum olarak cinsiyetten ötürü sahip olduğumuz bazı absürt varsayımlardan özgür kılacak oluşunu tartışacağım. | TED | سأناقش اليوم أن تطبيقات وسائل الاعلام الاجتماعية التى نعلمها جميعاً و نحبهاً، أو نكرهها لدرجة الحب، ستقوم بالحقيقة بمساعدتنا بتحريرنا من بعض الإفتراضات اللامعقولة أو السخيفة لدينا كمجتمع حول النوعين (ذكر/أنثى). |
Bu absürt umut, yeni hayatımı üzerine kurduğum zayıf temeli yakıp yok etti. | Open Subtitles | الأمل السخيف التَهَمهُ الأساس الضعيف الذي بنيتُ عليه حياتي الجديدة. |
Saçma kıyafetinin içinde ne kadar absürt gözüktüğünü hiç fark etmemişim. | Open Subtitles | لم ادرك ابدا كيف تبدين سخيفة في هذا الرداء السخيف |
Hegel'in dediği gibi. "absürt öncüllerden mantıklı çıkarımlara." | Open Subtitles | مثل هيجل، المنطق من المنظور السخيف |
Yani manyak ailene karşı beslediğin bu absürt fedakârlık duygusundan. | Open Subtitles | هذا الولاء السخيف لأسرتك المجنونة. |
Sonra da sevgili David'in başkana ve bana birden fazla gündemi meşgul eden olayın tek bir parlamentoda onaylanmasına izin vermenin absürt olacağını söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أَتذكّرُ ديفيد العزيز عند حديثه مع الرئيس ومعي حول سخافةِ |