- Acil Servis doldu taştı. Yarayı üçe bölüp hepsini oraya koyduk. | Open Subtitles | غرفة الطوارئ مكتفية, ينبغي أن نقسم غرفة الرضوح الثالثة ونضعهما معاً هناك |
* Trafik sıkışıklığından Acil Servis sıkışıklığına koşturmaları. | Open Subtitles | يسرعون وسط عرقلة السير الى زحمة غرفة الطوارئ |
Larry birkaç yıldır Acil Servis'e sürekli gelip gider. | Open Subtitles | لارى كان زبوناً دائما فى غرفة الطوارئ فى الفترة الماضية |
Onu Acil Servis'e götürün. 2 cc epi ve serum lazım. Derhal! | Open Subtitles | أنقلوها لغرفة الطوارئ أريد 2 سم مصل وحقنة بالوريد حالاً |
Yedi dikiş, bir Acil Servis ziyareti ve akıl almaz bir fatura. | Open Subtitles | سبعة قطب و زيارة لغرفة الطوارئ و فاتورة باهظة |
Hırsızlık, acil olmayan Acil Servis vakaları... 8 milyon doların satın aldığı şeyler işte bunlar. | Open Subtitles | حالات غير طارئة مسروقة من الطوارئ . . و طاقم مستشفى مريض هذا ما تشتريه الثمانية الملايين دولار |
Alison DiLaurentis, lütfen Acil Servis'e. | Open Subtitles | (أليسون ديلورينتس) عليّكِ الذهاب للطوارئ |
Tıp fakültesinde bize dediklerine göre, bir Acil Servis doktorunun yüzü... bir çok insanın en son göreceği şeydir. | Open Subtitles | لقد أخبرونا في المدرسة الطبية أن وجه الطبيب في غرفة الطوارئ هو آخر شيء يراه الكثير من الناس. |
Son yedi gün içinde, Acil Servis nörologa nörologda beş ayrı doktora göndermiş. | Open Subtitles | أرسله أطباء غرفة الطوارئ لطبيب أعصاب و الذي أرسله لخمسة أطباء آخرين بسبعة أيام |
Bu sebeplerden dolayı vaka sıkıcıysa... Acil Servis bu olasılıkları eledi. | Open Subtitles | كل تلك الأسباب التي تشعرك بالملل استبعدتها غرفة الطوارئ |
Gerçekten cenaze evinde nöbet geçirmiş bir hastayı Acil Servis toksik madde seçeneğini dışlamadan alacağımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد حقاً أنني سأستلم مريضة عانت من نوبة في دار للجنازات إن لم تكن غرفة الطوارئ قد استبعدت سائل التحنيط؟ |
Çünkü kendisi Acil Servis klinik şefi, benim gibi bir nörolog değil. | Open Subtitles | ذلك لأنها رئيسة غرفة الطوارئ وليست أخصائية أعصاب مثلي |
Evet ama burası Acil Servis değil ki sadece insanlar sana gelsin. | Open Subtitles | نعم لكن مع ذلك هذه ليست غرفة الطوارئ , حيث يأتي الناس إليك |
Ben ararım. Acil Servis'ten aranmaktan daha iyisi olamaz. | Open Subtitles | دعني اتصل به لا يوجد أفضل من الإتصال من غرفة الطوارئ |
Dün gece ya da bu sabah Acil Servis'e gelen oldu mu hiç? | Open Subtitles | مرحباً, هل دخلت إلى غرفة الطوارئ ليلة أمس أو صباح اليوم؟ |
Bak, mermi yaralanmalarıyla ilgili bir şeyler biliyorum. Babam Acil Servis doktoruydu. | Open Subtitles | الاستماع, وأنا أعلم ما من أعيرة نارية, كان والدي طبيبا في غرفة الطوارئ. |
- Sen Acil Servis bölümüne git. | Open Subtitles | إذهب لغرفة الطوارئ |
Efendim, ben Acil Servis'ten Barrett. | Open Subtitles | سيدي، أنا (بارنيت) من الطوارئ. |
Alison DiLaurentis, lütfen Acil Servis'e gelin. | Open Subtitles | (أليسون ديلورينتس) عليّكِ الذهاب للطوارئ |