Rus limanı yakınlarında özel bir ada var. Buraya, onu almak için geldiğini duyduk. | Open Subtitles | هناك جزيرة خاصة بالقرب مِن الساحل الروسي، علمنا أنّه كان هنا ليشتريها |
Güney Pasifik'te Waponi Woo isimli bir ada var. İsminin anlamı: | Open Subtitles | هناك جزيرة في جنوب المحيط الهاديِ تسمّى وابيسون . |
Leziz domuz etiyle baharat takas ettiğim boğazların güneyinde bir ada var. | Open Subtitles | لكن هناك جزيرة عند جنوب المضيق حيثأقايضالتوابلبـ... |
Bak! Orada bir ada var! | Open Subtitles | جزيرة انظر , هناك جزيرة هناك |
Daha önce bizi götürdükleri daha küçük bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة اخرى بقرب الجزيرة |
Maldivlerde sadece balıkçı teknesiyle ulaşılabilen küçük bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة صغيرة (قبالة جزيرة الـ(مالديف يمكن الوصول إليه فقط بقارب صيد |
Yakınlarda bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة قريبة من قبل. |
Okyanusun ortasında Teksas büyüklüğünde atılmış plastik ürünlerden oluşan bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة في وسط المحيط بحجم ولاية (تكساس) وهي مغمورة بكل الأغراض البلاستيكية التي نرميها |
Jack Sparrow için bir şey diyemem ama boğazın tam güneyinde baharat verdiğim bir ada var leziz uzun domuz karşılığı. | Open Subtitles | لا أستطيع القول بشأن (جاك سبارو) لكن هناك جزيرة عند جنوب المضيق حيث أقايض التوابل بـ... |
"12 adamın içinde olduğu bir ada var." | Open Subtitles | "هناك جزيرة فيها 12 رجلا ً " |
Bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة |