| Rütbemi hatırlatmak istemem ama Adalet Bakanlığı benim yetkime giriyor. | Open Subtitles | أكره أن أسحب شارتك لكن وزارة العدل هي سلطتي القضائية |
| Adalet Bakanlığı'nın Lucca Quinn'i serbest bırakması için geçici sınırlama emri. | Open Subtitles | امر تقييدي مؤقت يجبر وزارة العدل على اطلاق سراح لوكا كوين |
| Ve ben de Adalet Bakanlığı'nda çalışan hukuk akademisindeki oda arkadaşımı aradım. | Open Subtitles | وما فعلته أنا هو الإتصال برفيق غرفتي أيام الجامعة في وزارة العدل. |
| Port-au-Prince şehir merkezinde Adalet Bakanlığı'nın çatısında durduğumu hatırlıyorum. | TED | أتذكر الوقوف على سطح وزارة العدل في وسط مدينة بورت أو برنس. |
| AsıI çürükler üst katta, Adalet Bakanlığı'nın bir ofisinde. | Open Subtitles | المحتالون الحقيقيون في الأعلى في مكتب قسم العدالة |
| Çünkü Adalet Bakanlığı'ndaki adamları tanırım senin gibi birini zevkle içeri tıkarlar! | Open Subtitles | لأني أعرف هؤلاء الأشخاص في العدالة و يتوقون لأخذ أشخاص مثلك |
| Mart 2010'da ilk sosyal etki bağımızı Adalet Bakanlığı ile Peterborough Cezaevi için imzaladık. | TED | حتى مارس 2010، وقعنا أول سندات الأثر الاجتماعي مع وزارة العدل حول سجن بيتربورو. |
| Adalet Bakanlığı yeni bir program deniyor ve sadece işlerine yararsa ödeme yapıyor. | TED | وزارة العدل أن تجرب برنامجا جديدا وكانوا يدفعون إلا إذا كان يعمل. |
| Öncesinde, ilk olarak Manhattan bölge başsavcılığında, daha sonra ise ABD Adalet Bakanlığı'nda savcı olarak görev aldım. | TED | كنت مدّعي العام، بداية في مكتب النّائب العام بمنطقة مانهاتن، و لاحقاً في وزارة العدل الأمريكية. |
| 1929'ten 1935'e kadar Adalet Bakanlığı'nda beraber çalıştık. | Open Subtitles | لقد خدمنا في وزارة العدل سوياً من 1929 وحتّى 1935 |
| Adalet Bakanlığı'nda biri var ama diğer iki ismi doğrulamıyor. | Open Subtitles | هناك شخص آخر في وزارة العدل لكنه حتى الآن يرفض أن يؤكد المعلومات عن باقي الاسماء |
| FBI ve Adalet Bakanlığı bunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل كانت وزارة العدل و المباحث الفيدرالية على علم بالأمر؟ |
| Bernstein bir kaynak daha buldu! Adalet Bakanlığı'ndan da doğruladılar.! | Open Subtitles | برنستين حصل على مصدر آخر مصدره في وزارة العدل أكد المعلومة |
| Adalet Bakanlığı'na kasalar dolusu bikarbonat gönderip duruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشحنون الجثث إلى وزارة العدل في الصناديق |
| Adalet Bakanlığı'na kasalar dolusu bikarbonat gönderip duruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشحنون الجثث إلى وزارة العدل في الصناديق |
| Adalet Bakanlığı yetkililerine göre şiddete başvurdukları kadar da disiplinliler. | Open Subtitles | مع أكثر من 10,000 عضو لتهريب المخدّرات في 20 ولاية طبقاً لمسؤولي وزارة العدل انهم منضبطون كما انهم ايضا عنيفون |
| Burada, Dulles'ta, Adalet Bakanlığı'ndan birkaç kişi Amerika'nın kokaine karşı başlatmış olduğu savaştaki düşmanı temsil eden adamı kelepçeleyecekler. | Open Subtitles | هنا في دولز الرجل المناسب في وزارة العدل سيقيد الرجل الذي يرمز للعدو في حرب أمريكا ضد الكوكايين |
| Ateş edildiğini anlıyoruz Adalet Bakanlığı görevlileri olduğu sırada mı? | Open Subtitles | فهمنا انه كان هناك اطلاق نار بوجود أناس من وزارة العدل |
| Adalet Bakanlığı, büromuzun otopsi fotoğraflarını görmesine izin vermedi. | Open Subtitles | منعت وزارة العدل هذا المكتب من الوصول إلى صور تشريح الجثة |
| Ayrıca Adalet Bakanlığı'nda psikolojik inceleme bölümünde yer alıyor. | Open Subtitles | وأيضا على وزارة العدل فريق منظر جانبي نفسي |
| Buradan çıktığın an Adalet Bakanlığı'na gidip onlara her şeyi anlatırsın. | Open Subtitles | كلُ شيء تحتاجه لِتخرج من هنا وتتجِه إلى قسم العدالة |
| Adalet Bakanlığı'ndaki Hukuki Yöntem müdürünün Sloane'un davasında kontrolü var. | Open Subtitles | رئيس اللجنة القانونية في العدالة (له سُلطة في قضيّة (سلون |