Adam'ın ailesi ülke çapında bir çok gazetenin sahibi Phoebe. | Open Subtitles | تَمتلكُ عائلةُ آدم عِدّة صُحُف في كافة أنحاء البلاد فيبي |
Adam'ın annesi hala hayatta olsaydı, ama zaten zavallı kadın tamamen bunaktı. | Open Subtitles | والدة آدم كانت على قيد الحياة حينها لكن المرأة المسكينة كانت مهزلة |
Kıyamet Güncü Adam'ın gerçek adını ve adresini öğrenebilir misin? | Open Subtitles | أتعتقد بأنه بمقدورك تعقب يوم القيامة آدم لإسمه الحقيقي وعنوانه؟ |
Adam'ın 500.000 dolarlık vadeli hayat sigortası vardı. | Open Subtitles | أدم كان يملك 500 ألف دولار كبوليصة تأمين على حياته |
Adam'ın bir asistanı olması harika bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنة من الرائع حصول ادم على مُساعدة |
Adam'ın ailesi bir avukat tuttuklarında, Adam'la NYPD'nin arasına bir duvar ördüler. | Open Subtitles | عندما والدي آدم قاموا بتوكيل محامي وَضعوا حائطاً بينه ومديرية شرطة نيويورك |
Adam'ın senin köşeni sevdiğini öğrendim, böylelikle ben de düşündüm ki eğer sendikalaştırırsa... | Open Subtitles | إكتشفتُ أنّ آدم يحَبُّ عمودُكَ، لذا إعتقدتُ إذا هو يُمْكِنُ أَنْ يديرها |
Bak, Adam'ın birkaç ay önce karaciğer hastalığından öldüğünü biliyoruz Dr. Teng'in deneklerinden biriydi diye tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أنظر نعتقد بأن آدم توفي من مرض الكبد قبل أشهر قليلة و أنا أعتقد بأنه كان واحد من مرضى الدكتورة تنغ |
Adam'ın şimdiye dek sahip olduğu tek aile bizdik. | Open Subtitles | لقد كنا العائلة الوحيدة التي حظى آدم بها |
Bu durumda, anahtar Adam'ın bana verdiği yüzüktü. | Open Subtitles | في هذه الحالة المفتاح كان الخاتم الذي اعطاني آدم |
Adam'ın bize yol göstermesini umarak zihnimi temizleyip kalbimi açtım. | Open Subtitles | آملين بأن آدم سوف يقودنا إلى الأمام لقد صفيت ذهني وفتحت قلبي |
Adam'ın çalışmalarını kelimesi kelimesine algılamamızı istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد أن آدم أراد أن نأخذ هذه الدراسات حرفيا ً |
Adam'ın beni göremediğini fark ettim ama ben bu anı izliyordum. | Open Subtitles | لقد ادركت بأن آدم لايستطيع سماعي أو رؤيتي لكنني استطيع رؤيت الذاكرة بإنفتاح |
Adam'ın verdiği adres şu köşede olmalı. | Open Subtitles | أعطى آدم عنوان لي ينبغي أن يكون الحق حول هذا الركن. |
Hayır, onu bir kaç ay önceki kazıda Adam'ın bulduğundan eminim. | Open Subtitles | لا ، أنا واثقة من أن آدم قد وجدها وهو يحفر منذ بضعة أشهر |
Adam'ın ailemizle geçinmesi hakkında endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلق حول كيفية إعتياد آدم على العائله |
İtiraf etmelisin, Adam'ın davranışları normal değil. | Open Subtitles | يجب عليك الإعتراف بأن سلوك أدم غير طبيعي |
Sırf Adam'ın bir nişanlısı olduğunu bilmesi seninle yatacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنا, حتى و لو علمت بأن أدم مرتبط هذا لا يعني أنها ستنام معك |
Eminim Adam'ın açıklaması Latnok'un onurlu amaçlarına olan inancını da içeriyordur. | Open Subtitles | و أنا متأكدة من تفسيرات أدم تدعم دائما معتقداته نوايا النبلاء في لاتنوك |
Adam'ın annesiyle tanışacağın için gergin misin? | Open Subtitles | اذاً انتِ متوترة بسبب مُقابلة والدة ادم ؟ |
Jen, Adam'ın babası da gelmeyi çok istiyordu ama bugün bağırsak temizleme ameliyatından sonraki ikinci gün. | Open Subtitles | و يا جين , والد ادم اراد المجىء الى هنا لكنة فى اليوم الثانى من عملية القولون |
Ama Adam'ın başka bir babadan olduğunu biliyordun bu yüzden senin için o gerçek kardeşin değildi. | Open Subtitles | لكنك تعلم ان لآدم أب آخر. لذلك في تفكيرك انه في الحقيقة لم يكن اخوك. |
Sen Paul Adam'ın oğlu musun? | Open Subtitles | هل انت ابن بول ادمز ؟ |