Bana geldin çünkü senin adamının benim adamımla birlikte hapiste olduğunu öğrendin. | Open Subtitles | لقد أتيت إلي لانك اكتشفت أن رجلك بالسجن هو رفيق رجلي بالسجن |
adamının neden kama veya kasap bıçağı kullanmadığını anlamıyorum Maigret. | Open Subtitles | ,الذي لا افهمه أيها المحقق لماذا رجلك لم يستعمل خنجر؟ |
Peki tamam, senin adamının harika bir vücudu olabilir ama bizim adamımız da... - ...gerçekten komik biri. | Open Subtitles | حسناً، قد يكون جسد رجلك رائعاً ولكن رجلنا ظريف جداً |
adamının ben olduğumu müdüre göstermeliyim. Beni deniyor. | Open Subtitles | علي بأن أري المدير بأني رجله, إنه يختبرني |
Peki, adamının ikili oynama ihtimali kaçta kaç? | Open Subtitles | ما هي فرص أن يعمل رجلكَ لحساب الجهتين؟ |
Biliyorum o senin adamın, onu sen çıkardın ama adamının başı dertte. | Open Subtitles | أعلم بأنه رجلك , أعلم أنك من إختاره و لكنه فى مأزق كبير |
Biliyorum o senin adamın, onu sen çıkardın ama adamının başı dertte. | Open Subtitles | أعلم بأنه رجلك , أعلم أنك من إختاره و لكنه فى مأزق كبير |
- adamının bakışlarından onun yapamayacağı çıkıyor. - Gerçekten, doğru bir zaman. | Open Subtitles | يبدو ان رجلك لن يأتى - فى الواقع هو فى ميعاده بالضبط- |
Bu senin demir adamının yaptığı köprülerden biri değil. | Open Subtitles | إنها ليست إحدى الجسور التي ييبنيها رجلك الحديدي. |
adamının şimdiye halletmiş olması gerekirdi. | Open Subtitles | لابد أن يكون رجلك قد انتهى من هذا الأمر الان |
adamının takındığı çarpık pozlar, Tom, kabızları kudurtmuştur. | Open Subtitles | تعلق رجلك مشبك الساقين ربما يصيب بتلوث الإسهال |
Bunlar adamının yaptıklarını açıklamıyor. | Open Subtitles | أجل، حسن.. لا شيء من ذلك يبرّر تصرفات رجلك |
adamının Barbara'yı izlediğini bildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنك كنت تعلم بأن رجلك كان يراقب بارباره |
adamının gerçek yüzünü öğrenmek istersen bana gel olur mu? | Open Subtitles | اتعرفين ، إذا أردتى أن تسمعى حقيقة رجلك تعالى وجدينى ، حسناً |
- Ve dışarıdaki adamının bu sabah geldiğimde beni vuracağını sandım. | Open Subtitles | وحسبت أن رجلك خارجاً سيطلق عليّ عندما وصلت هذا الصباح |
Washington'daki adamının iyi olması önemli tabi. | Open Subtitles | انه من الجيد ان يكون رجلك فى واشنطن بخير |
Çünkü istesem bile adamının gitmesine izin veremem ayrıca istemiyorum da. | Open Subtitles | لأني لن أستطع ترك رجلك يمضي حتى لو أردت ذلك و لا أريد ذلك |
Arap Dairesi kendi adamının da bölgede bulunmasını istiyor. | Open Subtitles | ان المجتمع العربى يود ان يضع رجله فى وضع محرج ل... |
Kutsal adamının eli, sanıyorum. | Open Subtitles | يَد رجلكَ المقدّس، على ما أظُن. |
Hayır ama adamının posterini kasabanın her yerine astık. Robot resmini çizen adama tam olarak böyle tarif etmemiştim. | Open Subtitles | كلاّ , و لكننا وضعنا هذه الملصقات في جميع أنحاء البلدة لرجلك |
Bir mağara adamının ortalama ömrü 25 yıldır. | Open Subtitles | هذا المفهوم أخترع من رجال الكهف مع 25 عاماً كاقصى عمر قد يعيشونه |
Küçük kız, uzay adamının onu yemeye geldiğini söylemişti. | Open Subtitles | حسنا، لقد قالت الطفلة الصغيرة بأن رجل الفضاء قادم لأكلها |
senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçlü adamının yanında olmalı. | Open Subtitles | وردة صحراء جميلة مثلك يجب أن تكون بين ذراعي أقوى رجل في العالم |