Yapacak işi olmayan bir adam için küçük, çalışkan bir arı kadar meşgulsün. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل ليس لدية شىء ليفعلة فأنت مشغول بالتأكيد |
Onu sadece terketmedi. Onu, tutukladığı bir adam için terketti, anladın mı? | Open Subtitles | لم تهجره فحسب بل تركته من أجل رجل قبض عليه, حسناً؟ |
İzin verin söyleyeyim, bu adam için neredeyse her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | وأريد أن أقول أننى يمكن أن أقوم باى عمل لهذا الرجل |
Hiç bir şey yapmazsam cadı gibi yanacağım... veya o korkunç adam için bedenimden ve ruhumdan vaz geçeceğim. | Open Subtitles | إذا لم أفعل شيئا، لا بد لي من حرق كما ساحرة أو التنازل عن جسدي وروحي لذلك الرجل الرهيبة. |
Sadece tavşanları vuran bir adam için bu silah çok fazla. | Open Subtitles | هذه البندقية كبيرة على رجل لا يطلق النار إلا على الأرانب |
Neden sevdiğin adam için yumurta pişirmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تطبخين بعض البيض للرجل الذي تحبينه ؟ |
O başlamadan sen çoktan bitirmiş oluyordun, seni başka bir adam için terk etti. | Open Subtitles | انت لست رجلا كفاية لقد تركتك لأجل رجل اخر حسنا |
Evet, Leslie gibi bir adam için bu çok kötü. Benim gibi biri, kendi şartlarıyla kazanmalı. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل مثل ليزلى هذا رهيب بالنسبة لى يجب الفوز بشروطه |
Ölü bir adam için oldukça enerjiksiniz, Mr Bond. | Open Subtitles | عندك الكثير من الطاقة بالنسبة لرجل ميت، سيد بوند |
Bu on bir yıl uzay uçuş deneyimi olan bir adam için çok sıra dışı bir durumdu. | Open Subtitles | كان هذا غريباً جداً بالنسبة لرجل يمتلك خبرة الطيران فى الفضاء تصل لحد 11 عاماً |
İyi ve gururlu iki kızkardeş, aslında buna hiç değmeyecek bir adam için, kendilerini küçük düşüren bir kavganın içindeler. | Open Subtitles | الإثنتانعلىوِفاق.. فخورتانبصداقتهمالبعضهما.. غمرتا نفسيهما بالوحل، وهما يتقاتلان من أجل رجل حقير جداً |
Çünkü karısı onu başka bir adam için terketmişti. | Open Subtitles | و كل ذلك لأن زوجته تركته من أجل رجل آخر. |
İki kız yaşlı bir adam için ambülansı çağırır ve belki işin ucunda paranın kayıp olduğunu anlamaları mı? | Open Subtitles | من أجل رجل مسنّ ميت, وربما بنهاية الطريق سيكتشفون أنه وحيد |
Tamam, peruk takarım ama o adam için saçımı boyamam. | Open Subtitles | سوف أرتدي شعراً مستعاراً ولكني لن أصبغ شعري لهذا الرجل |
O adam için yaptığım şeyleri bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعلم الأشياء التي فعلتها لذلك الرجل |
Uzun zamandır yalnız bir adam için bir öpücük çok mu fazla? | Open Subtitles | هل قبلة واحدة مطلب كبير على رجل بقي في العزلة طويلاً ؟ |
Evet, bütün hafta seni arayan bir adam için güzel bir tesadüf. | Open Subtitles | آجل ، مصادفة للرجل الذي تملصمنيطوالالأسبوع. |
Babamı başka bir adam için terkettiğinde 6 yaşındaydım. | Open Subtitles | عندما كنت في السادسة من العمر ، تركت والدي لأجل رجل آخر |
Sonra, beni lunapark trenindeki kusmukları temizleyen adam için terk etti. | Open Subtitles | وبعدها تركتني من أجل الرجل الذي ينظف القيئ من عربات الأفعوانية |
Şimdide hiç görmediğin bir adam için çalışıyorsun. | Open Subtitles | وتعملين الان لحساب رجل لم ترية من قبل |
Şu günlerde bir adam için nerede olacağını bilmek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب على الرجل أن يعرف إلى من ينتمى هذه الأيام |
Evet. Serrat adında bir adam için çalışan birinden aldım. | Open Subtitles | أجل , أخذتها من رجل يعمل عند رجل يدعى سيرات |
Kostüm giyip, kapı zilleri çalan bir adam için, oldukça mızmızsın. | Open Subtitles | بالنسبة إلى رجل يرتدي زيّاً ويقرع على جميع الأبواب تبدو فعلاً ضيق الخلق |
Başka bir adam için bana acı çektiğini söyleme ve başka bir adam için bir daha yanıma gelme. | Open Subtitles | لا تقولي بأنك تأذيت بسبب رجل آخر ولا تبحثي عني بسبب رجل آخر |
Komik filmler yapan bir adam için biraz depresif birisin. | Open Subtitles | ستكون هذه القضايا معقدة جداً بالنسبة لك بالنسبة لشخص يصنع العديد من الأفلام الكوميدية أنت شخص محبط |
Görüyorsun beyaz adam için etrafta yeterince adalet yok. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير منها لدى الرجل الأبيض |