Çünkü kendimi affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أعرف .. إن كان في استطاعتي مسامحة نفسي على |
Yine de umursadığım her şeyi ateşe veren birini affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | مع ذلك لا أعتقد أنه يمكنني أبداً مسامحة أي أحد أضرم النار في كل شيء كنت أهتم له |
Program sırasında kendime Vince'i iki nedenden dolayı affedebileceğimi söylüyordum. | Open Subtitles | أثناء البرنامج ظللت أقول لنفسي أنه يمكنني مسامحة (فينس) لسببين |
Ama sonra ikinci hediyeni, yani bunu yaratarak seni affedebileceğimi fark ettim. | Open Subtitles | لكن عندئذٍ أدركت أنّ في وسعي أن أسامحك. وذلك بصنع هديّتك الثانية هذه، إنّه ترياق يلغي خلودك. |
Bunun için seni affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لن أسامحك على ذلك أبدًا |
Bu yaptığın şey yüzünden seni affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد انني غير قادرة على مسامحتك على هذه الغلطة |
Eğer varsa seni hayatım boyunca affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني لن أستطيع مسامحتك أبداً |
Bak, zaten senden şüphelenmeleri yüzünden sana bunları çektirdiği için annemi affedebileceğimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | ... حقيقة أنهم قد شكّوا بك لا أظنني أستطيع مسامحة أمي على إقحامك في ذلك الموقف |
In Ha'yı affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه يمكنني مسامحة إن ها |
Seni affedebileceğimi düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أتوقّع أنّي قد أسامحك |
Bunun için seni affedebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لن أسامحك على ذلك أبدًا |
Seni affedebileceğimi sakın düşünme. | Open Subtitles | لا تعتقدى انى استطيع مسامحتك |