İki kuşak önce, Kore, bu günkü Afganistan'ın yaşam şartlarına sahipti. Ve eğitimde performansı en düşük olanlardan biriydi. | TED | قبل جيلين كان مستوى المعيشة في كوريا كمستوى المعيشة في أفغانستان اليوم، كان نظامها التعليمي من بينالأنظمة الأقل كفاءة. |
Afganistan'ın ciddi bir güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz. Afganistan, dünyada bir çoğumuz içindir. | TED | أفغانستان، نعلم أي مشكلة أمنية حقيقية تشكلها أفغانستان بالنسبة للكثير من أنحاء العالم. |
Afganistan'ın işgali tamamlanınca oraya yeni başkan olarak Hamit Karzai'yi atadık. | Open Subtitles | عندما إكتمل إجتياح أفغانستان قمنا بتعيين رئيسا جديدا لها، .حامد كارازى |
Bu Afganistan'ın önemli olmadığı anlamına gelmiyor, ama dünya üzerinde dahil olmamız gereken 40 ülkeden biri olduğu anlamına geliyor. | TED | ولكن هذا لايعني أن أفغانستان ليست مهمة ولكنها واحدة من 40 دولة تحتاج التدخل الدولي |
Ama Afganistan'ın, hiç görmediğiniz bir yönü daha var. | Open Subtitles | ولكن هناك جانب آخر لأفغانستان لا تشاهدونه عادة. تجعلني هذه الفتيات أشعر بالتفاؤل |
Eğer Afganistan'ın masum halkı, onları terörize eden kötü güçlerden kurtarılırsa, sonra onlar özgür bireyler haline gelirlerdi. | Open Subtitles | يفترض أنه بمجرد تحرير الشعب الأفغاني البرئ من قوى الشر التي ترهبه سيتحول إلى مواطنين أحرار |
Afganistan'ın merkez kısmında birçok takımımız var. | TED | لدينا بعض الفرق في الجزء الرئيسي من أفغانستان. |
Afganistan'ın en ücra köşelerinde bile yöneticilerini seçmek istemeyen bir Allah'ın kuluyla karşılaşmadım. | TED | إن جميع النشطاء في أفغانستان من الذين التقيتهم، أرادو أن يكون لهم قرار في اختيار من يحكمهم |
O doğmadan çok önce O'nun adını düşünmüş ve Afganistan'ın efsanevi kahramanı olan bir özgürlük savaşçısından çok etkilenmiştim. | TED | وقبل أن تولد بفترة طويلة، فكرت بإسمها، وكنت مفتونا بمناضلة أسطورية بطولية في أفغانستان. |
Afganistan'ın doğusunda, Korengal Vadisi adında küçük bir vadideydim. | TED | كنت في وادي صغير يدعى وادي كورينقال في شرق أفغانستان. |
Ortalama 15 yıllık bir dönem boyunca, Afganistan'ın yanı sıra, Keşmir ve Myanmar'da da kısa dönemlerde savaştım. | TED | لمدة تقارب 15 سنة، قاتلت لفترات قصيرة في كشمير وبورما، إلى جانب أفغانستان. |
Amerika'da henüz Afganistan'ın nerede olduğunu bilen kimse yokken, ofisimden içeriye girdi. | TED | دخلت إلى مكتبي في وقت لم يكن يعلم فيه أحد أين موقع أفغانستان في الولايات المتحدة. |
Kara, Afganistan'ın ortasında Rus hava merkezindeyiz. | Open Subtitles | كارا، نحن في قاعدة جوية روسية في منتصف أفغانستان. |
Afganistan'ın Öcünü alma onurunda yeralmanız için sizi çağırıyorum. | Open Subtitles | لقد اتيت لنداء شرفك للإنتقام لأجل أفغانستان حين يتكلم مصطفى عن الشرف |
Bizlerse, Afganistan'ın gerçekte nasıl bir yer olduğunu görmek için oraya gitmeyi düşünüyorduk. | Open Subtitles | وأحيانا يتملكك الفضول لمعرفة حقيقة ما يدور فى أفغانستان |
Afganistan'ın güneyindeki Kandahar Taliban'ın kalesi olarak biliniyor. | Open Subtitles | قندهار مدينة تقع جنوب أفغانستان إنها المركز الأهم لطالبان |
Afganistan'ın mağaralarında olmak mı, yoksa bağrışan çocuklar ve sürekli başı ağrıyan bir eşin olması mı? | Open Subtitles | كهوف أفغانستان أم أطفال مزعجون وزوجة من الذي يصاب بالصداع دوما؟ |
Yılın bu zamanında Afganistan'ın çok güzel olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت ان أفغانستان لطيفة في هذا الوقت من السنة |
Boston ve Afganistan'ın ortası neresi? | Open Subtitles | ماذا يقع في المنتصف بين بوسطن و أفغانستان ؟ |
"Yaralandığında ve Afganistan'ın ovalarında kalakaldığında ve Afgan kadınları arta kalanları kesip öldürmek için çıkageldiğinde tüfeğini kendine doğrultup beynini uçur. | Open Subtitles | الحق، ستو؟ عندماأصيبأنتو تركت على أفغانستان وتضمينه في السهول والنساءيخرج لتقطيع ما تبقى |
Şirketi, Beta-Co, Afganistan'ın altyapı çalışmaları yapılırken üslerimizin korunmasında orduyla birlikte çalışıyor. | Open Subtitles | شركته تتعاون مع الجيش فى الحفاظ على مرافقنا أثناء اعاده بناء البنيه التحتيه لأفغانستان |
Afganistan'ın zaferine ondan daha çok güveniyorum. | Open Subtitles | أنا أعتمد على نصر الأفغاني أكثر من ذلك |