aile üyelerinin bugünü bir arada pirinç, bezelye ve taze balıkla kutlayacağını zannediyorduk. | Open Subtitles | ويفترض أن يحتفل جميع أفراد العائلة معا بهذا اليوم بـِأرزْ الفاصولياء الحمراء والسمك الطازج |
Bu, sadece aile üyelerinin bilebileceği bir bilgi. | Open Subtitles | هذه معلوماتُ تلك فقط أفراد العائلة يُمكنُ أَنْ يَأخُذوا معروفونُ. |
- Burada yaşayan altı oyuncunun, aile üyelerinin, çalışanların. | Open Subtitles | 6 لاعبين مقيمين أفراد العائلة وطاقم العمل |
Onca tıbbi eğitimden sonra 10 dakikalık bir özetle aile üyelerinin sevdikleri hakkında karar vermesini bekliyoruz. | Open Subtitles | نتوقع من أعضاء العائلة اتخاذ القرارات لمحبوبيهم بعد عشر دقائق مؤلمة من الإقناع حتى بعد أعوام من الخبرة الطبية |
Çoğunluğu aile üyelerinin kaybını henüz kabullenememiş gibiydi. | Open Subtitles | بدا أنّ أغلبهم لم يكن قادراً على تقبّل وفاة أفراد عائلته بعد |
Eğer öyleyse, aile üyelerinin ölmesindense vicdanıma iğne batırmayı tercih ederim. | Open Subtitles | لو كانت كذلك، فأنا أفضّل وخزة إبرة في ضميري على موت أفراد عائلتها |
Özellikle de yakın aile üyelerinin katıldıklarından. | Open Subtitles | ولا سيما عندما يتضمن بعض أفراد عائلتي المقربين. |
Yedi gün önce polisin ve endişeli aile üyelerinin yaptığı kapsamlı bir araştırma sonrasında genç bir kızın cesedi bu parkta bulundu. | Open Subtitles | بعد قيام الشرطة ببحث مكثف و بمساعدة أفراد العائلة المعنيين وجدت جثة فتاة مراهقة في هذا المتنزه |
Bayım, sadece aile üyelerinin oraya girebilmeye yetkileri var. | Open Subtitles | سيدي,فقط أفراد العائلة مسموح بدخولهم في غرف الولادة |
aile üyelerinin aynı operasyonda çalışmasını yasaklayan uzun süreli bir FBI prensibi var. | Open Subtitles | ثمة سياسية للفيدراليين منذ أمد بعيد بحظر أفراد العائلة من العمل سويًا بنفس العملية |
Ajanlar, aile üyelerinin dahil olduğu vakalarda çalışamıyor. | Open Subtitles | لا يستطيع العملاء العمل على قضايا تتضمن أفراد العائلة |
Ama sizin durumunuzdan çok azıyla karşılaşmış aile üyelerinin mahvolduğuna şahit oldum. | Open Subtitles | ولكني رأيت العديد من أفراد العائلة يتحطمون وهم بالحقيقة كانوا أقل منك ضرراً |
Richard, sen de dâhil tüm aile üyelerinin aktüeryal yaşam cetvelini tutuyordu. | Open Subtitles | احتفظ "ريتشارد" بجدول يشملك لتوقعات أعمار أفراد العائلة. |
aile üyelerinin birbirleri hakkında kötü konuşmasının ne demek olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تعرف عن سب أعضاء العائلة |
Bu adam uyumsuz aile üyelerinin sırra kadem basması için zengin ailelere bir çeşit hizmet sunuyormuş. | Open Subtitles | وجد هذا الرجل أنه من المربح أن يعرض خدماته للعائلات الثرية التي تحتاج إلى جعل أعضاء العائلة المثيرين للاضطرابات يختفون |
Hastanede anma odası yapılsa da resmi cenaze töreni Amerika'da aile üyelerinin katılımıyla yapılacak. | Open Subtitles | من المقرر وضع نصب تذكاري في المستشفى لكن الجنازة الرسميه ستكون.. في الولايات المتحده بتواجد أفراد عائلته |
Bütün aile üyelerinin geçmek zorunda olduğu bir sınav. | Open Subtitles | إنه اختبارٌ يجب أن يخوضه كافّة أفراد عائلتها |
Özellikle de yakın aile üyelerinin katıldıklarından. | Open Subtitles | ولا سيما عندما يتضمن بعض أفراد عائلتي المقربين. |