Bir yere ait olmak istiyorlar ama yalnızca birbirlerine ait olabiliyorlardı. | TED | هم يريدون الانتماء إلى مكان ما ولكنهم ينتمون إلى بعضهم البعض وحسب. |
Ben de bir yere ait olmak istemiştim. | TED | وأنا أيضًا أريد الانتماء إلى مكان ما. |
Lagos'a ait olmak etnik kökene, cinsel eğilime, toplumsal cinsiyete ama en görünür ve şiddetli olarak da sınıfa bağlı akışkan bir konseptir. | TED | الانتماء للاغوس مفهوم لا محدود يتحدد بالأصل العرقي، والتوجة الجنسي، والنوع ولكن أكثر وضوحاً وغالباً أكثر عنفاً، هو الفئة. |
Hiçbir zaman öldürmek istemedin, sadece ait olmak istedin. | Open Subtitles | لم تود القتل قط، إنما وددت الانتماء. |
Sadece iyi bir okula gitmek ve sizin gibi kişilerin olduğu bir yere ait olmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتُ الذهاب إلى مدرسة جيدة و الإنتماء إلى مكان مع أُناس مثلكم. |
Herkes birine ait olmak ister. | Open Subtitles | الجميع يريد الانتماء. |
Sadece bir yere ait olmak istemiştim! | Open Subtitles | أردت الانتماء وحسب! |
Bütün istediği uyum sağlamak, ait olmak... düşmanlarına görünmez olmak ve sevilmektir ama... ne uyum sağlayabilir ne de aidiyet yaşayabilir. | Open Subtitles | أراد فقط الإنسجام، الإنتماء... أن لا يرى من قبل أعدائه وأن يحب... لم ينجسم ولم ينتمي... |
Aday olmak istiyordu, bir yere ait olmak istiyordu. | Open Subtitles | أعني، لقد... -لقد أراد أن يكون مبتدئاً، أراد الإنتماء |