İki vadi ilerde, sadece bir aküye ihtiyacım var. Eğer oraya varabilirsem, sabah buraya gelirim. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو بطارية أنا يمكن أن أعود فى الصباح |
Şimdi sahneyi tarif edeyim metal sandalyeye bağlı bir doktorumuz var ki o sandalye de çalıntı bir arabadan alınmış canlı bir aküye bağlı. | Open Subtitles | الآن ، كي تصبحوا في الصورة لدينا الطبيب مربوط إلى كرسي معدني وهذا الأخير موصول إلى بطارية مشحونة من سيارة مسروقة |
Bir daha asla hayatımız boyunca aküye bağlı bobin almamıza gerek kalmayacak. | Open Subtitles | نحن لن تشتري لفائف أخرى من الأسلاك متصلة بطارية مرة أخرى في حياتنا. |
18 ay önce bir adam, Baltimore dışında bir ormanda asılmış ve bir aküye bağlanmış olarak bulunmuş. | Open Subtitles | منذ 18 شهرا، وجد رجل معلق و موصول ببطارية في إحدى الغابات خارج بالتمور |
İşkence görmüş gibi görünmek istiyorsanız ama aküye bağlanmak da istemiyorsanız, bir saç maşası, kalbinizin durma riski olmadan aynı yanıkları yapabilir. | Open Subtitles | و إذا أردت أن تبدو وكأنك تُعذب و لست مستعداً لأن تقيد نفسك ببطارية سيارة شبكة حديدية يمكنها ترك نفس الآثار |
aküye bağlı durumda. | Open Subtitles | شكّلَ إلى a بطارية سيارةِ. |