"akıl hocası" - ترجمة من تركي إلى عربي

• معلمه
• ناصح
• ناصحه
• مرشد
• معلماً
• ناصحاً
• وناصحه
• كمرشد
• أستاذتها
• الناصح
• دور المرشد

Rupert Pupkin bir grup gazeteciye Jerry Langford'u hala arkadaşı ve akıl hocası olarak kabul ettiğini söyledi.
أخبر بابكين الصحفيين أنه لازال يعتبر جيرى لانجفورد معلمه و صديقه

Buradaki şövalye onun akıl hocası. Ona Eski Kanun'u öğretti.
الفارس الموجود معنا هو معلمه الخاص وقد لقنه ترتيل العهد القديم

Aramızda hiçbir şey olmadı; sadece akıl hocası - Öğrenciydik.
و لا تفهمني بشكل خاطئ,فقط أستاذ ناصح و تلميذة

Malkovich için Maxine bir akıl hocası düşünceleri, ilham kaynağı.
في ماكسين , وجد مالكوفيتش ناصحه... متعته إلهامه.

Cankurtaranın olmama izin ver. Bütün öğrencilere bir akıl hocası atanır çünkü bir haritaları vardır.
أسمح لي بأن أكون خط حياتك كل الطلاب الجدد يخصص لهم مرشد

akıl hocası olmaktan şehvet meraklısı olmaya geçtiği zaman soğudum.
لا كان ذلك عندما تحول من كونه معلماً الى فاسق لعين

Eğer dürüst bir akıl hocası olsaydım onlara evlerine gitmelerini ve ve böyle bir şey için savaşarak hayatlarını tehlikeye atmamalarını söylerdim.
-فلو كنت ناصحاً صادقاً مع العرب لكنت نصحتهم بالعودة لديارهم -وأن لا يتحملوا مخاطرة القتال من أجل هذه الأمور.

Kralın amcası ve en güvendiği akıl hocası, Lord Agravaine.
من عم الملك وناصحه الأمين، السيد (أجرافين)

Her ressamın bir akıl hocası vardır. Benimki ise Judy Barker.
كل جداريات له معلمه كان مرشدي جودي باركر

Anlayışlı bir müttefik güvenilir bir akıl hocası asla yargılamayan bir arkadaş.
حليف سيفهم شخص ناصح نثق به صديق لن يطلق احكاما

Anlayışlı bir müttefik güvenilir bir akıl hocası asla yargılamayan bir arkadaş.
حليف سوف يتفهم ناصح يمكننا الثقة به صديق لن يحكم ابدا

Bir meydan okumaya, gerçekten inanabileceğim bir akıl hocası.
,التحدًى ناصح أستطيع الوثوق به حقاً

Oyster Barda akıl hocası dediği bir adamla görüşme yemeği yiyiyorlarmış.
"كُلّ يوم ثلاثاء في "حانة المحار في المحطةِ المركزيةِ الكبيرة "مع رجل إعتبره ناصحه"

Onun akıl hocası olamam.
لا يمكنني أن أكون ناصحه

- akıl hocası değilsin ki.
uh، أنت لَسْتَ ناصحه.

Neden yeni bir akıl hocası istediğini düşünüyorum?
لماذا لدي الشعور بأنك حصلت على مرشد جديد

- Hayır, hayır! - Az önce sana bir akıl hocası bulduk, kızım.
لا ، لا ،لا - لقد وجدنا معلماً خاصاً لكِ للتو -

-Belki de onun akıl hocası olmalısın. -Belli ki akıl hocasına ihtiyacı yok.
ربما عليك أن تكون ناصحاً له

- Senden hoşlanıyor. - Beni akıl hocası olarak görüyor
أنها حقيقة كمرشد

Aynı akıl hocası gibi, sorununa bir çözüm sunacak fakat bir bedel isteyecek. Bedel falan yok.
وعلى غرار أستاذتها ستعرض حل مشكلتك مقابل ثمن.

Belki bana ilham verirsin diye umuyordum bir akıl hocası gibi.
حسناً، كنتُ آمل أن تعطيني مصدر إلهام بكونك الناصح المخلص لكلّ فريق

akıl hocası olarak geçirdiğim ilk akşamda genç öğrencimi bir kitap partisine götürdüm.
وهذا المساء، في أول عمل لي دور المرشد... ... أخذت بلدي معاون الشباب إلى حزب الكتاب.