Susturucu kullanacak kadar akıllıymış. | Open Subtitles | حسنًا،لقد كان ذكيًا كفاية ليستخدم كاتم صوت |
Tetikçi, silahı temizleyip atacak kadar akıllıymış. | Open Subtitles | كان ذكيًا بقيامه بمسح السلاح |
Üçüncü domuzcuk akıllıymış. | Open Subtitles | أرى أن الخنزير الصغير الثالث .كان ذكياً |
Travers, bir izleme cihazı getirecek kadar akıllıymış. | Open Subtitles | ترافيس) هذا كان ذكياً بما) يكفي ليحضر جهاز التتبع |
Patronun akıllıymış. | Open Subtitles | رئيسكَ ذكيّ (إسيكس) كان بحوزته هذا الهاتف المربوط |
Patronun akıllıymış. | Open Subtitles | رئيسكَ ذكيّ (إسيكس) كان بحوزته هذا الهاتف المربوط |
Resminde normal biri gibi duruyor. akıllıymış da. - Onur listesine girmiş. | Open Subtitles | يبدو طبيعياً جداً على الصورة لقد كان ذكي , وصل للوحة الشرف |
Şu haline bak akıllıymış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | إنظر إلى نفسك أصبحت ذكيًا |
Vilandro akıllıymış. | Open Subtitles | . فيلاندرو" كان ذكياً" |
Baban gerçekten akıllıymış, hakkını yemeyeceğim. | Open Subtitles | أباكَ هذا ذكيّ جدًّا، حقًّا. |
En azından Dylan buraya gelmeyecek kadar akıllıymış. | Open Subtitles | على الأقل كان (ديلان) ذكيّ بما يكفي لكي لا يُظهر وجهه. |
Bunu kim yaptıysa akıllıymış. | Open Subtitles | من فعل هذا كان ذكي |
McGraw web geçmişini temizleyecek kadar akıllıymış. | Open Subtitles | (مكجراو) كان ذكي بما يكفي لمسح سجل متصفحه. |