Parlak bir yaşlı kadındı. Gayet aklı başında. Hiçbir medikal sorunu yoktu. | TED | كانت سيدة عجوز ذكية متألقة. عاقلة تماما.ولم يكن لديها أي مشاكل طبية. |
Küçük fare. Beni aklı başında tutan tek şey sensin. | Open Subtitles | أيها الفأر الصغير، أنت الشيء الوحيد الذي يبقيني عاقلاً |
Hastalarının seçimlerinden hoşlanmayabilirsin ama aklı başında ve karar verme yetisine sahip biri. | Open Subtitles | ربّما لا تحب خيارات المريض لكّنه سليم العقل و قادر على اتخاذ قراراته |
İşini kaybetmekten korktu yani, dehşete düştüğünde çok da aklı başında davranamazsın. | Open Subtitles | حَسناً، هو خائفُ لشغلِه. أَعْني، أنت لا تَتصرّفُ عقلاني عندما أنت تَخَافُ. |
Dindarların sanata bakış açısı daha aklı başında. | TED | الاديان لديها موقف اكثر عقلانية تجاه الفن |
aklı başında bir adam, ona doğru gelen bir arabadan nasıl kurtulamaz ki? | Open Subtitles | لم أقصد أن أصدمه يا سيدى حسنا , كيف رجل بكامل قواه العقلية |
Hangi aklı başında ülke pek kârlı olmadığı hâlde sömürü ve tamamen yıkımla bağlantılı | TED | أي حكومة عاقلة تقدم معونات لصناعة تقوم أساساً على الاستغلال والتخريب؟ |
Bana aklı başında ve tamamen kendi gibi göründü. | Open Subtitles | يبدو أنها عاقلة بشكل ملحوظ و متمالكة لنفسها |
Çiftliğinden bahsettiği zamanlar oldukça aklı başında olabiliyor. | Open Subtitles | تصبح عاقلة في فترات حين تتحدّث بإتّزان عن مزرعتها. |
Ama aklı başında mı diyorsan, evet. | Open Subtitles | ولكن إن كنت تقصد ما إن كان عاقلاً فسأقول لك أجل |
aklı başında olup olmadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | أودّ معرفة إذا كان هذا الشخص عاقلاً أم لا. |
Evet, hatırladığım kadarıyla o zamanlar aklı başında, tüm iş ilişkilerindeki köprüleri yakmamış bir adamdın şimdiyse gecenin bir yarısı beni buraya çağırıp, benden ailemin arazisinden peşin para mı istiyorsun? | Open Subtitles | أجل, كان هذا عندما كنت عاقلاً, قبل أن خرجت من كل علاقة أنا زيفتها أبداً بلا رجعة |
Deli olmayı seçen bir adam, aynı zamanda aklı başında olmayı da seçebilir. Evet. | Open Subtitles | الإنسان الذي يختار أن يكون مجنوناً يستطيع أيضاً أن يختار أن يكون سليم العقل |
Bazı açılardan bakıldığında, ben tam aklı başında biri sayılmam. | Open Subtitles | ربما بعض الموضوعات لا أكون فيها سليم العقل تماما |
Evet, haklı olabilirsin. Yani, hangi aklı başında adam maddi ve manevi değeri, öylesine yüksek bir şeyi satar. | Open Subtitles | ربما تكون محقاً، لكن مَن سيكون عقلاني ليبيع شيئاً عاطفياً بقيمة عالية |
Mantıklı görünmediğini biliyorum ama bu ufak başkaldırı hareketi beni sakin ve aklı başında tutuyor. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس عقلانياً ولكن هذا فنٌ صغير للعصيان يبقيني عقلانية وهادئة |
aklı başında olan kimse böyle bir şeyi itiraf etmez. | Open Subtitles | لا أحد بكامل قواه العقلية يعترف بجريمة كهذه. |
aklı başında olan hiç kimse yarım milyon dolar, mirasa konmuş bir kızı bırakmaz. | Open Subtitles | لا يوجد شاب في كامل قواه العقلية يُقدم على الهرب من فتاة مثلكِ بالإضافةلميراثنصفمليوندولار. |
Bazen o bulanıklık, aklı başında olmanı sağlayan tek şeydir. | Open Subtitles | أحيانا ذلك الضباب هو الشيئ الوحيد الذي يبقيني عاقلا. |
aklı başında görünüyor, bize yardım etmek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يبدو انه في وعيه في محاوله مساعدتنا |
aklı başında kimse evlerinde yabancıların uyumasına izin veren bir servise yatırım yapmaz. | TED | لم يرغب أيّ شخصٍ ذو عقل سليم بالاستثمار في فكرة تسمح بإقامة الغرباء في منازل الناس. |
İkinci olarak da aklı başında olan hiç kimse şu anda kek almaya gelmez. | Open Subtitles | وثانيًا، لا أحد بعقله الصّحيح سيتوقّف ليشتري الكعك الآن. |
Senin kadar aklı başında olmak, insanı deliye döndürebilir. | Open Subtitles | و هذا القدر من العقلانية الذى تتمتعين به يبهرنى |
Gözümü açtığımdan beri etrafımdaki tek aklı başında insan sendin. | Open Subtitles | لأنك الشخص العاقل الوحيد الذى إجتمعت به منذ أن إستيقظت |
aklı başında değilmiş. | Open Subtitles | وكان ذهول. |