Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca, bir resim ortaya çıkmaya başlar. | TED | فبمجرد تثبيت البيانات الصوتية المجمعة بواسطة المراكب المسيرة، تشرع الصورة في الظهور. |
İyi bir akustik var, ses şu duvardan geri tepiyor. | Open Subtitles | معايير المبنى الصوتية جيدة, لذا يرتد الصوت عن الجدران هنا. |
Böylece öğrenciler yeni bir işitme cihazı tasarlamak ve geliştirmek yerine yaşanılan çevre ile ilgilii gözlemler yaparak akustik açıdan nasıl geliştirebileceklerine baktılar. | TED | لذا بدلًا عن تطوير وتصميم جهاز أحدث وأفضل لتحسين سمعهم، قام الطلاب بتدقيق للبيئة المحيطة، بهدف تطوير الصوتيات. |
akustik gitar çalabiliyordu ayrıca istek üzerine her yerde şarkı söylüyordu. | Open Subtitles | وعزف بغيتاره من اجلك ايها الصوتي وغنى على المسرح اي طلبات |
Bu kesinlikle bir tür akustik dinleme cihazı. | Open Subtitles | إنه بالتأكيد نوع من أجهزة التنصت السمعي. |
Batı Massachusetts'te Popeye's tavuk yok. 72.3830 batı. Hard rock'ın akustik titreşimlerinin kaza riskini arttırdığı kanıtlanmış. | Open Subtitles | ليس هناك محلات " دجاج باباي " في غرب المدينة الترددات السمعية لموسيقى الروك |
Havadaki akustik titreşimler, havadaki minik enerji dalgaları kulak zarımızı gıdıklar. | TED | إنها اهتزازات صوتية في الهواء , موجات صغيرة من الطاقة في الهواء تدغدغ طبلة أذننا. |
Doku ile suyun akustik iç direnci neredeyse aynı olduğu için ses su içerisinde gerçekten de hissedilebilir. | TED | وفي الواقع يمكنها سماع الأصوات في المياه بسبب المعاوقة الصوتية للأنسجة والمياه نفسها |
Tüm bu ses kaynakları, Kuzey Kutbu deniz memelilerinin iletişim kurduğu akustik alanın daralmasına sebep oluyor. | TED | وكل هذه المصادر الصوتية تقلل المساحة الصوتية التي يمكن للثدييات البحرية في المنطقة أن تتواصل عبرها. |
Kuzey Kutbu'nun fiziksel ortamı değişmekle kalmıyor, bu değişim akustik atmosferi de etkiliyor. | TED | ليست المواطن الطبيعية لهذه المنطقة هي التي تتغير بسرعة فحسب، بل إن المواطن الصوتية بدورها تتغير. |
Öncelikle akustik ölçümler yardımıyla arabanın dışarıya sesi nasıl yaydığını bilmeliyiz. | TED | لذلك علينا أن نعرف، أولًا وقبل كل شيء، كيف تنشر هذه السيارة الصوت في الخارج عن طريق القياسات الصوتية. |
sahne arkası ekipmanlarını, akustik kaplamayı, aydınlatma sistemini ve diğerlerini yeniden tanımladık. | TED | وإعادة تعريف برج الطيران, العلبة الصوتية ضوء القوقعة وهكذا دواليك. |
akustik ve infrasonik araştırma bilgisi olan herkes. | Open Subtitles | اي شخص لديه معلومات عن الصوتيات وعزل الصوت |
Yer döşemesinde akustik daha iyi sanki. | Open Subtitles | شيئا ما بشأن الصوتيات من المشمع أو من هذا القبيل |
Fakat henüz akustik kirlilik hakkında hiçbir yasa yok. | TED | و لكن ليس هناك قوانين تحكم التلوث الصوتي حتى الآن. |
akustik atmosfer tüm bu çevre seslerine katkıda bulunan farklı kaynakları kapsar. | TED | وتصف بيئة الصوت العوامل المختلفة لهذا المجال الصوتي. |
Beyin cerrahisi. Gördüğüm kadarıyla akustik nöroma ameliyatınız var. | Open Subtitles | قسم العصبية,رأيت أنك ستجري عملية لورم على العصب السمعي |
Evet, akustik nöroma ameliyatı var. Ama o sonra. | Open Subtitles | ،أجل، سيعمل على ورم على العصب السمعي .لكن لاحقاً |
- İnsanlar akustik parçaları sever. - Alex. | Open Subtitles | الناس يحبون الأغاني السمعية "أليكس" |
Sonuç olarak, şunu belirtmek istiyorum, bildiğiniz gibi, balinalar, ilginç akustik bir çevrede yaşıyorlar. | TED | ولكي اختم حديثي .. اريد ان انوه ان الحيتان تعيش في بيئة صوتية رائعة |
Elektro gitarı fişe takar ve onu akustik gitar gibi çalar. | Open Subtitles | لقد أضاف اشياء للجيتار الكهربائى . ولكنه يلعب عليه كجيتار عادى |
bu birleşik titreşimler dev bir akustik sıvılaşmaya yol açar ki bu da volkanik hareketlere.. | Open Subtitles | يمكن للذبذبات المركبة أن تسبب تسييلاً صوتياً والذي قد يسبب بانفجار البركان |
Güzellik ve eksiksizlik üzerine uğraşan tüm yapılar, biçimler ve bölümlerin kozmik, tekil, organik inorganik akustik ya da görsel öğeler bazında nüfuz edilmelerine olanak sağlayan sistemler. | Open Subtitles | الأنظمة التي تكافح من اجل الجمال والكمال الذي يتخلل في كل التراكيب، الاشكال والابعاد سواء كونية او فردية بصرية او سمعية عضوية او لا عضوية |
40 yıllık akustik fayansla yapılmış. | Open Subtitles | مصنوع من قرميد سمعيّ يبلغ 40 عاماً |
Hayır, çoktu. akustik yüzünden. | Open Subtitles | بلي، قد كان لعله كان خطأ بالصوتيات |
Böylesi bir oda akustiğe sahiptir, buradaki akustik oldukça iyi. | TED | غرفة مثل هذه فيها صوتيات، وفي هذه بالذات صوتيات جيدة جداً. |