| Belki de müvekkilinin büyükannesi... 12 numaralı sokağın karşısındaki süpermarkette alışveriş yapıyordur. | Open Subtitles | ربما جدة موّكلك تتسوق بالمركز التجاري بالشارع المقابل لرقم 12. |
| LTG'nin parasıyla alışveriş yapıyordur. | Open Subtitles | كانت تتسوق بأموال لوا |
| Ama Barbs büyük bir ihtimalle yeraltındaki kendi alışveriş merkezinde alışveriş yapıyordur. | Open Subtitles | - (سترايسند) ولكن بما أن (بيبز) تتسوق في المركز الخاص تحت الأرض في هذا الوقت |
| alışveriş yapıyordur, bir şeyler aşırıyordur. | Open Subtitles | أجل. تتسوق. تسرق. |