Sabah bu saatte, insanlar bir gazete ya da kahve alırlar. | Open Subtitles | في هذا الوقت من الصباح الناس فقط يشترون قهوه او صحيفه |
Bina satın alırlar, ya da bir bina kiralarlar, ya da bir alan kiralarlar, ve bu alanı eşyalarla doldururlar. | TED | يشترون مبنى , أو يستاجرونه أو يستأجرون بعض المساحات يملؤون المساحات بأشياء |
Ve bütün bunları beş yıl boyunca yaptıkları zaman, istenilen kurul sertifikasını alırlar. | TED | وحين يفعلون كل ذلك لمدة خمس سنين، يحصلون على شهادة المجلس الأعلى للجراحين. |
Onlara elinden geleni yaptığını söyleyebilmeliyim yoksa gelip oğlunu alırlar. | Open Subtitles | أريد أن أخبرهم أنك على قدر المسؤولية أو سيأخذون تومي |
Anna ve baba sonuçları beraber alırlar. | TED | الأب و الأم معاً يتلقون نتائج الفحوصات. |
Onlar da, bir vampirin yerine kibritle oynayan bir sarhoşu alırlar -- bu cesedi ne yapacaklar ki, gizli bir tabuta koyup saklayacaklar mı? | Open Subtitles | سيحصلون علي جثه سكير كان يلهو بالكبريت بدلا من جثه مصاص الدماء وماذا في الامر ماذا سيفعلون بالجثه انترك الامر سرا في تلك الحجره؟ |
İspanya'ya gider gitmez onu alırlar. | Open Subtitles | سيأخذونه منك في اللحظة التي تطأ فيها قدمك إسبانيا |
Onlar ilktiler. İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar. | TED | لا تشتري الناس ما تقوم به، بل يشترون لم اذا تقوم به. |
Ama CCA kendileri için değil, başkası için satın alırlar. Peki, bu başkası kimdir? | Open Subtitles | لا يشترون سي سي أي لأنفسهم لكن كوكلاء لشخص آخر |
Genç, güzel bir kadın, nazik bir öğretmenle evlenir eski bir ev alırlar ve evi çocuklarla doldurmak isterler. | Open Subtitles | يرى هيئة محلفين امرأة شابة جميلة متزوجة من مدرس دمث. يشترون منزل قديم وحلم ملئه مع الأطفال. |
ve güçlü çalışan eğitim programları eklendiğinde marjinler yüzde 3.4 prim alırlar. | TED | وعندما يُضيفون أيضًا برامج قوية لتدريب الموظفين، يحصلون على علاوة بقيمة 3.4 نقطة مئوية على هوامش أرباحهم. |
Kilise komiteleri hep bağış yapmamı bekler, ve o bağışı hep alırlar. | Open Subtitles | لجان الكنيسة يتوقعون دائما مساهمة سخية مني وأنهم دائما يحصلون عليها |
Bilirsin, onlar o şekilde, bilirsin... Her istediklerini alırlar, | Open Subtitles | أشخاص مثل هؤلاء, دائماً ما يحصلون على مايريدوه, |
Yarın Rus elçiliği görevlisini öldüren silahtan parmak izlerini alırlar. | Open Subtitles | من اصابعك بصمات سيأخذون غدا الروسية القنصلية مسئول قتلت التى البندقية على |
Sence gri bir takım giysem, beni daha ciddiye alırlar mıydı ? | Open Subtitles | أتعتقدين أنهم كانوا سيأخذون كلامى بجدية أكبر لو أننى إرتديت البدلة الرمادي ؟ |
Ne kadar çok hastane ziyaret ederlerse o kadar çok yardım alırlar. Bu kadar basit. | Open Subtitles | كلّما يخضعن للفحص، كلّما يتلقون المساعدة، بسيط جداً |
Sen de temize çıkarsın ve ihtiyacı olan insanlar paralarını alırlar. | Open Subtitles | و ستكون حراً شريفاً و الذين يحتاجون نقودنا سيحصلون عليها هذا هو ثمني |
İlk kimi alırlar acaba? | Open Subtitles | من تعتقدون الذي سيأخذونه منكم أولاً؟ |
Haftada 35 saatten fazla çalışırlarsa ekstra izin alırlar. | Open Subtitles | إذا هم يُشغّلونَ أكثر مِنْ 35 ساعة في الإسبوع، هم سَيَأْخذونَ أيام إضافية منهم. |
Okulumdaki kızlar bunları otobüste yaptıkları farklı şeyler için alırlar. | Open Subtitles | البنات في مدرستي يحصلن عليهم مقابل عمل أشياء مختلفة في الحافلة |
Bu adamlar alırlar, alırlar ve asla geri vermezler mi? | Open Subtitles | هل تعرف الناس الذين يأخذون ويأخذون و لا يعطون؟ |
Ama Harvard'a gittiğin hakkında yalan söylediğimi anlarlarsa... - ...diplomamı elimden alırlar. | Open Subtitles | -لكنّهم إن علمواْ أنّ كذبتُ بشأنِ التحاقكَ بـ(هارفرد )، سيسحبون منّي رخصتي. |
Evet, kadınlar okur, bir şeyler alırlar, para kazanıp biz de bir şeyler alırız. | Open Subtitles | تأثير مود في قرائها ؟ نعم , تقرؤها النساء و يشترين الأغراض |
Bizi tutuklayamazlar ama bizi yakalarlarsa parayı alırlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون إعتقالنا، لكن إذا أمسكوا بنا يمكنهم أن يأخذوا المال |
Ben bugün erkekler hakkında kesin bir şey öğrendim, ...eğer bir kızı istiyorlarsa onu alırlar kız istese de istemese de. | Open Subtitles | اكتشفت اليوم أن بعض الرجال عندما يريدون فتاة فهم يأخذونها .سواء ارادت ذلك ام لا |
Eğer hapse girersem onu benden alırlar! | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى السجن، سوف يأخذوها بعيدا |
Bütün intikamlarını Kral Aelle'den alırlar. | Open Subtitles | (وسينتقمون من الملك (إيلا |