| Çünkü patronum Cole Porter'ın başka bir albümünü daha aldı. | Open Subtitles | نعم، لأن رئيسي في العمل وجد ألبوم جديد لكول بارتر |
| Anne, benim! Küçükken benim için yaptığın fotoğraf albümünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أمي ، هذه أنا ، هل تذكرين ألبوم صوري حينما كنتُ طفلة؟ |
| Senin şu Bruce Springsteen albümünü doğaç çalışını. | Open Subtitles | عندما كنت تقرع الطبل على ألبوم بروس بريقستين |
| ...EPMD'in yeni albümünü ve senin ismin ile telefon numaranı alayım. | Open Subtitles | احضر لي البوم بي ام دي الجديد واسمك ورقم هاتفك |
| Ev aletlerine albümünü koymasının tek nedeni kimsenin bu berbat albümü almayacak olmasıydı. | Open Subtitles | السبب الوحي لوضعه تلك الأغاني في الأجهزة أنه لن يشتري أحد ألبومه الرديء |
| Katy'nin albümünü yaptım. Sen? | Open Subtitles | لقد أنتجت للتو الألبوم الجديد لكيتي و أنت ؟ |
| Cenazedeki slayt show için Edie teyzenin fotoğraf albümünü aldım. | Open Subtitles | أنا أخذت ألبوم عمتي إيدي لأعرض الصور في الجنازة |
| Gidip eski Michael Jackson albümünü mü alayım nedir? | Open Subtitles | هل من المفترض ان أذهب لشراء ألبوم مايكل جاكسون؟ |
| Efendim, Jordan'ın sıradaki albümünü çıkaracağınız doğru mu? | Open Subtitles | سيدي، أليس هذا صحيح إنك تقوم بإصدار ألبوم جوردن القادم؟ |
| Hazır sizin oradan geçerken fotoğraf albümünü alayım diyorum. | Open Subtitles | و بما أنني أمر بالبلدة ظننت ان احضر ألبوم الصور |
| Bana karşı hiçbir şey hissetmediğini söylemene rağmen şimdiden evlilik albümünü oluşturmuşsun. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص يقول أنه لا يملك أي مشاعر تجــاهي، أنتِ وضعتي ألبوم صور حفل زواجنـــا. |
| albümünü çıkarmamış ve yarım milyon borca sokmuş sanatçıya tişört mü yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت تصنع قمصان من لفنان لم يصدر له أي ألبوم ونصف مليون باوند كدفعة أولى |
| O zaman, en iyiler albümünü hemen piyasaya sürüyorum. | Open Subtitles | عندها سأقوم باطلاق البوم يتضمن افضل اغانيك حالاً |
| Jack, Broadway müzikali Camelot'un albümünü dinlemeyi çok severdi. | Open Subtitles | اعتاد جاك على سماع البوم برودواي الموسيقي كاميلوت بشغف |
| Müziğin dünyayı birleştirecek falan gücünden o kadar etkilenmiş ki kendi havalı Noel albümünü çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | تأثر جداً بقوة الموسيقى ليوحّد العالم، أو شيئاً ما والآن يريد أن يصدر ألبومه الرائع لعيد الميلاد |
| Kalplerin Kralı albümünü aldığımızda gülmekten yarılmıştık çünkü sen albümün adı Osurukların Kralı gibi olmuş demiştin. | Open Subtitles | إشترينا ألبومه "ملك القلوب" و ضحكنا لأنك قلتي أنه بدا كـ "ملك الغازات" |
| Şimdi o iğrenç Ashlee Simpson albümünü dinleyip duruyor. | Open Subtitles | انها تلعب الآن أن لعنة آشلي سمبسون الألبوم أكثر وأكثر. |
| Enerjinle beslemelisin, her şeyden önce albümünü alanlar onlar. | Open Subtitles | يجب أن تشبعي حماسهم فعلى أي حال هم من سيشترون ألبومك |
| Bebek gri skalaya yavaşça dokundu, aile albümünü kırmızı şekerler ve sayı pasta kreması ile doldurdu. | TED | أطاحت الطفلة بدرجات الرمادي، وملأت ألبومات صور والديها ببالونات حمراء ومثلّجات صفراء. |
| Hayır, ama son albümünü sevmiştim. | Open Subtitles | كلا, لكن أعجبني ألبومها الأخير |
| Sanki daha çok ikinci albümünü bekleyen insanlarmış gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | نعم كأنهم جميعهم منتظرين البومك التالى |
| Tatlım bak, eski fotoğraf albümünü buldum. | Open Subtitles | رأيتكم معا تنشط الزكرايات |
| Buraya sadece Barry White albümünü almaya geldim. | Open Subtitles | لذا أتيت إلى هنا لآخذ أسطوانة " باري وايت " |
| Son on senede, bu şirketle anlaşan sanatçılardan kaçı üçüncü albümünü gördü, bilen var mı aranızda? | Open Subtitles | هل تعلمون عدد الفنانين الذين وقعوا مع هذه الشركة في العام المنصرم ونجحوا في تسجيل ألبومهم الثالث؟ أي أحد منكم؟ |
| Çıkış albümünü büyük bir plak şirketine yaptırman iyiydi, yani, benim için iyi bir iş oldu, ama evet, gerçekten harika olacak. | Open Subtitles | قد يبدو الأمر ممتعاً، صحيح؟ في الحقيقة كان لديك شكة إنتاج ضخمة أظهرت عملكِ بصورة جيدة لذا فهو استثماراً جيداً لي ونعم سيكون الالبوم مدمراً |
| Bence Yılın albümünü kazanmış olması harika. | Open Subtitles | ظننت أنهُ من الرائع أنها فازت بألبوم السنة. |