Nefes aldığım sürece, sevdiğin her şeyi yok etmek için yaşayacağım. | Open Subtitles | , طالما أنا حي أيّ شئ ستحبه , سأسعى لتدميره |
Nefes aldığım sürece, sevdiğin her şeyi yok etmek için yaşayacağım. | Open Subtitles | , طالما أنا حي , أيّ شئ تحبه سأحرص على التخلص منه |
İstediğimi aldığım sürece sırrın güvende olacak." - Fazla mükemmeliyetçisin. | Open Subtitles | سرك بأمان طالما أحصل على ما أريده أنت محترف باهر |
Yemin ederim ki... nefes aldığım sürece... bu iş bitmedi. | Open Subtitles | أُقسم لكِ، ما دام بمقدوري التنفّس... عملُنا لم ينقضي بعد. |
Şu PUGNAc'leri aldığım sürece, | Open Subtitles | مادمت أحصل على هذا ال (باجناك) |
Ben istediğimi aldığım sürece Amanda'yı veya her neyi istiyorsan almanda benim için sorun yok. | Open Subtitles | إنظرِ، ليس لديّ مانع (للإيقاع بـ(أماندا او أيّ ماترغبِ به طالما سأحصل على ما أريد |
Malları Pittsburgh'tan aldığım sürece, Paulie'nin durumu çakması imkânsızdı. | Open Subtitles | طالما كنت أحصل على البضاعة من بيتسبيرج كنت أعرف بأن بولي لن يكتشف الأمر |
Ben nefes aldığım sürece oğlum asla yalnız ölmeyecek. | Open Subtitles | طالما أنا أتنفس, فأن أبني لن يموت وحيدا. |
Nefes aldığım sürece ama üzgün olmak neyi değiştirir. | Open Subtitles | طالما أنا أتنفّس لكن كيف للأسف أن يغيّر أي شيء ؟ |
Bu dünyada nefes aldığım sürece seni başka bir adamla paylaşamam. | Open Subtitles | طالما أنا حي يرزق لا أستطيع مشاركتك مع رجل آخر |
O kırbaçtan sakın ve ben nefes aldığım sürece Capua'ya dönme. | Open Subtitles | و تفاديتهم من تَكوين مَشنقة لك. و لا تعود إلى "كابوا" طالما أنا أتنفس. |
O kırbaçtan sakın ve ben nefes aldığım sürece Capua'ya dönme. | Open Subtitles | و تفاديتهم من تَكوين مَشنقة لك. و لا تعود إلى "كابوا" طالما أنا أتنفس. |
Biliyorum annenin yerini alamam ama nefes aldığım sürece yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | أعرف أنّني لا أستطيع الحلول مكان والدتك... لكن طالما أنا حيّ، فلن تكون وحيداً أبداً. |
Çünkü alkol aldığım sürece bir kıza ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لأنني طالما أحصل على الشراب فأنا لا أحتاج أي فتاة |
Size yemin ederim nefes aldığım sürece... | Open Subtitles | أُقسم لكِ، ما دام بمقدوري التنفّس... |
Şu PUGNAC'leri aldığım sürece, | Open Subtitles | مادمت أحصل على هذا ال (باجناك) |
Ben istediğimi aldığım sürece Amanda'yı veya her neyi istiyorsan almanda benim için sorun yok. | Open Subtitles | ليس لديّ أيّ مانع (للإيقاع بـ(أماند ، أو أي شيء آخر ترغبين به طالما سأحصل على ما أريد |
Malları Pittsburgh'dan aldığım sürece, Paulie'nin durumu çakması imkansızdı. | Open Subtitles | طالما كنت أحصل على البضاعة من بيتسبيرج كنت أعرف بأن بولي لن يكتشف الأمر |