Ve benden aldıklarını, asla geri alamayacağım. | Open Subtitles | وأنا لا يمكنني أبدا العودة الذي أخذوا منّي. |
Dahi çocuğun silahını neden aldıklarını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف لما أخذوا مسدس الفتى العبقرى ؟ لما ؟ |
Bozuklukların gerçek miktarını nasıl bilebilirsin aldıklarını ödeseler bile? | Open Subtitles | كيف تثق بانهم يأخذون الصرف الصحيح او حتى ان يدفعوا لما يأخذون |
Ve o yayınlandığında beraber olduğum o insanlardan telefon alıyorum ve bana kendilerini tebrik eden yüzlerce arama aldıklarını söylüyorlar. | TED | وعندما تم بثة تلقيت مكالمات من جميع الرجال الذين كنت معهم جميعهم يقولون لي أنهم تلقوا مئات من المكالمات تهنئتهم. |
Sigorta şirketinin benden aldıklarını onlardan almak istedim. | Open Subtitles | أردت أن تدفع شركة التأمين للآخرون ما أخذوه مني. |
Ne yazık ki, burada bulduğumuz her şeyi incelemek için yeterli zamanımız yoktu bu yüzden ne aldıklarını bilmenin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ لم يكن لدينا ما يكفي من الوقت للتعرف على كل شئ وجدناه هنا و لذلك لا توجد أي وسيلة لمعرفة ما أخذوا بالضبط |
Bebeğini aldıklarını söyleyerek böyle olay çıkarıyor. | Open Subtitles | تصرخ وتقول أنّهم أخذوا منها طفلها وتتسبب بضجة |
Diğer adayı aldıklarını söylediler. | Open Subtitles | يقولون لي أنهم أخذوا المرشح الآخر |
Ve kilerden birçok şey aldıklarını... sana garanti edebilirim! | Open Subtitles | وأضمن لك أنهم أخذوا أشياء كثيرة من مخزن المؤن! |
Tuvalet kağıdını nasıl aldıklarını ve tutucunun üstünde bıraktıklarını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفون كيف يأخذون مناديل الحمام ثم يضعونها على المقبض |
Hayır, bir şey yokmuş. Bizi hiçbir şekilde ciddiye aldıklarını sanmıyorum. - Elbette almıyorlar. | Open Subtitles | لا, لا أظنه يأخذون الموضوع بمحمل الجدية على الإطلاق يا صاح |
Ne kadar ağırdan aldıklarını bilirsiniz. Yanında taşısa iyi olur. | Open Subtitles | أنت تعلم أنهم بطيئون , من الأفضل أن تبقيه معها |
Tamam. Polisler sinyal aldıklarını söylüyor. Onları aramalıyız. | Open Subtitles | حسناً، الشرطة أشارت بإنهم تلقوا إشارة بذلك، لذا عليك أن تتصل بهم. |
Kölelerinin, canıyla birlikte bunu da aldıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أن العبيد أخذوه بعد قتله |
Piyango bileti alıp kazandıklarını ve arabaları bu parayla aldıklarını anlattılar. | Open Subtitles | أوضحوا أنهم اشتروا تذكرة يانصيب و بذلك المال استطاعوا أن يشتروا السيارتان |
İnsanların bizzat bizim gemimizden böyle bir mesajı aldıklarını düşünsene? | Open Subtitles | بالنسبة للأشخاص اللذين حصلوا على رسالة مثل هذه من سفينتنا؟ |
Ve satıyorum, evet ama ne sattığımı iyi biliyorum ve onlar da ne aldıklarını çok iyi biliyorlar. | Open Subtitles | وأنا أبيع لكنّني أعرف بالضبط ما أبيعه وهم يعرفون بالضبط ما يشترونه |
Rod, gardiyanların mektupları açtıklarını ve insanların gönderdiği paraları aldıklarını söylemişti. | Open Subtitles | رود قال ان الحراس كانوا يفتحون بريده و ياخذون المال الذي يرسله الناس |
Nasıl "A" aldıklarını pek umursamam. | Open Subtitles | كيفية حصولهم على أعلى الدرجات هو أمر أقل أهمية عندي |
Teröristlerin bizi rehin aldıklarını. | Open Subtitles | بأننا كنّا محتجزين كرهائن من قِبل ارهابيين |
Evet, orman sözleşmemizi aldıklarını biliyor musun, Dallis? | Open Subtitles | انت تعلم انهم اخذوا عقد تسجيلنا, اليس كذلك داليس؟ |
Yıllar boyu insanlar ondan mektup aldıklarını söylediler, ama hiç göstermediler. | Open Subtitles | يقول الناس بأنهم يتلقون الرسائل منه طوال السنين لكنهم لم يظهروها ابدا |
Uppsala'ya gittiğimizde Tanrılara neden bir yandan verirken öteki yandan aldıklarını sormalıyız. | Open Subtitles | (عندما نصل إلى (أوبسالا يجب أن نسأل الآلهة لما يمنحونا شيء بيد ويأخذونها باليد الآخرى؟ |
Belki kas hafızası etkisini gösterip o golf çubuğunun aldıklarını geri getirir diye. | Open Subtitles | وفك ما أخذته عصا الغولف ,لم يكن أن كل شيء لم يعمل فقط |