Ayrıca içindeki alkaloit, narkoz etkisi yapıyor. | Open Subtitles | يحتوون شبه قلوي أيضا الذي يقنع حالة التخدير. |
McCourt, taxin adında bir alkaloit tarafından zehirlenmiş... | Open Subtitles | ماك كورت تم تسميمه بسائل قلوي اسمه تاكسين |
Özü kalpteki kalsiyum kanallarını tıkayan bir alkaloit zehir içeriyor. | Open Subtitles | تحتوي على سائل شبه قلوي سام يغلق قنوات الكالسيوم في القلب. |
Bütün gece ıslak kalacağım. Keskin bir alkaloit kokusu alıyorum. | Open Subtitles | سأكون متبللا طوال الليل كشفت قلوي لاذع |
alkaloit tuzu buldu. | Open Subtitles | أملاح شبه قلوي رَجعتْ إيجابيةً. |