Muhteşem silahlarımı gaddar gladyatör zırhımı namuslu güç asamı ve tüm altınlarımı almışlar! | Open Subtitles | لقد أخذوا أسلحتي الساحرة درع المصارع الشرير خاصتي عصا القوة الغير ملوثة خاصتي |
Lanet olası Pinzon'un adamları işe yarar her şeyi almışlar. | Open Subtitles | رجال بينزون الحمقى أخذوا كل الاشياء المفيدة ، لايوجد شيء |
Japonlardan nefret ediyor. Bütün adamlarını almışlar. | Open Subtitles | أنه يكره اليابانيين , فقد أخذوا كل رجاله للعمل فى السكة الحديدية |
Hiçbir şey kalmamış. Her şeyi almışlar. Herşeyi. | Open Subtitles | لم يتركوا شيئا, لقد اخذوا كل شئ بالتأكيد فعلوا |
- Faksı almışlar. - Efendim, paraşütünüz. - Hayır, olmaz. | Open Subtitles | لقد حصلوا على فاكس فاكس مظلتك يا سيدي كلا، كلا |
Bunu İspanyollardan almıştı onlar da bedevilerden almışlar. | Open Subtitles | لقد قام بإستعارته من الأسبان و الأسبان أخذوه من الشمال الأفريقى |
Aslında üç burs vermeye yetecek kadar kimliği saklı bağış almışlar. | Open Subtitles | في الواقع, لقد تلقوا تبرعات كافية من مجهولين لثلاث مِنح دراسية |
110,000 dolar nakit almışlar, neredeyse bir düzine kiralık kasayı açmışlar. | Open Subtitles | سرقوا قرابة 110.000 دولار نقداً، وفتحوا العشرات من صناديق الأمانات تقريباً. |
Çok geride değiliz, ama buradaki atları almışlar. | Open Subtitles | إننا لسنا بعيدين عنهم، ولكنهم أخذوا الخيول التى كانت هنا. |
Ayin kadehleriyle kutsal ekmekleri almışlar. | Open Subtitles | أخذوا الكأس المقدّس الداعر. و كان المضيف لا يزال هناك. |
Çaldıklarını götürebilmek için, dolabımdan çanta bile almışlar. - Sanırım bu standart bir şey. | Open Subtitles | حتى أنهم أخذوا حقيبة من خزانتي، أمر غريب |
Silahlarını, mücevherlerini ve garip bir nedenden ötürü zavallı adamın başını almışlar. | Open Subtitles | أخذوا أسلحته و مجوهراته و لسبب غريب رأس الرجل المسكين |
Cep telefonunu almışlar, kadını bagajda bırakmışlar. | Open Subtitles | أخذوا منهما الهاتف و تركوها في صندوق السيارة |
En iyi votkalarımı, özel imalat tek harman viskilerimi almışlar, | Open Subtitles | لقد أخذوا الفودكا الجيدة والويسكي الفاخر |
Bütün çocukları almışlar ve tüfeklere karşılık rehin tutuyorlar. | Open Subtitles | ..هم اخذوا جميع الأطفال ويريدون المقايضة بهم بالبنادق.. |
Görünüşe göre, bu liste dışında her şeyi almışlar. | Open Subtitles | من الواضح حصلوا على كل شيء عدى هذه القائمة |
Kaçırıldığında burada değilim. Sadece halktan duyduklarımı biliyorum. Devlet ajanları onu bu kiliseden almışlar. | Open Subtitles | كل ما اعرفه هو ما أخبرني به المحليين بأن عملاء الحكومة أخذوه من الكنيسة.. |
Zor durum sinyalimi almışlar eski ICBM kullanarak zehirden arınmışlar. | Open Subtitles | لقد تلقوا استغاثتي و أرسلوا مضاد الفيروس في صاروخ قديم. |
- Kabaca 175 bin değerinde mücevher almışlar. | Open Subtitles | سرقوا ما يقرب من 175.000 دولار من المجوهرات. |
Her şeyi almışlar. Tecavüze uğramış gibi hissediyorum ! Her şeyi almışlar ! | Open Subtitles | هم أخذو كل شيء اشعر كالمغتصبة همأخذوكل شيء! |
Hırsızlar yeni balyaları bırakmışlar... eski balyaları almışlar. | Open Subtitles | لقد ترك اللصوص الفواتير الجديده وأخذوا القديمه التى قام البنك بحرق فروعها |
Sally, anahtarları almışlar! Anahtarımız yok! | Open Subtitles | سالي، أَخذوا المفاتيح ليس لدينا أي مفاتيح |
Bu iki fotoğrafı dergi çekmemiş. Astsubay Jordan'dan almışlar. | Open Subtitles | تلك الصورتين لم تلتقط من قبل المجلة لقد أخذوها منها |
Buradan taşınacağımıza söz vermiştin. 5000 dolarımızı da almışlar. | Open Subtitles | وعدتني بأن نغادر جحر الجحيم هذا وكذلك هم اخذو أموالنا الـ 5000 دولار |
Eski karını gözaltına almışlar. O da, işin içindeymiş, galiba. | Open Subtitles | لقد قبضوا على زوجتك السابقة للتو إنهم يقولون لي كانت بالداخل تعمل على الأمر |
Gümrük beyannamelerimizi almışlar, her şeyi silip süpürmüşler. | Open Subtitles | و أوراق بيانات الشحنة لقد حصلو على كل شيئ |
Ağabeyleri onu izleyebilmek için televizyon almışlar. | Open Subtitles | اخوانها جلبوا تلفاز جديد ليشاهدونها على التلفاز |
Üc denizci daha varmış ama kılıçları yasal olarak almışlar. | Open Subtitles | اشتروا السيوف بطريقة ليست قانونية وأن معي أوصافهم |