Cevap bulabilmek için yalınlık üzerine bir kitap satın almıştım. | TED | اشتريت كتابًا يتحدث عن البساطة في محاولة للعثور على إجابات. |
Evet. Fransız mutfağı için 6 ay önce ders almıştım. | Open Subtitles | نعم , أخذت صف الطبخ الفرنسي قبل ستة أشهر تقريبا |
- sonunda... biliyor musun, bunu sevgililer gününde hediye olarak almıştım! | Open Subtitles | هل تعلمين لقد حصلت عل هذه الهديه فى يوم عيد الحب |
Chicago'ya iki bilet almıştım. Birinin parasını geri alabilir miyim? | Open Subtitles | لقد إشتريت تذكرتين لشيكاغو هل يمكنني إستعادة مبلغ لتذكرة؟ |
Sana üzüm almıştım, yemen yasakmış. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض العنب لكنه ليس مسموح لك بتناولهم |
Benim nüsham. 18 yaşında bir genç iken satın almıştım. | Open Subtitles | وألاحظ أني اشتريتها وأنا شاب في الثامنة والعشرين من عمري. |
Ben çocukken... senin yaşındayken bir keman almıştım. | Open Subtitles | يفوز أتعلم، عندما كنت صبي بعمرك أشتريت كماناًَ، كماناً جميلاً |
Noel hediyesi olarak almıştım bu zili, çalmayı hiç kesmiyor. | Open Subtitles | اشتريت له جرساً هدية في الكريسمس ولم يتوقف عنه أبداً |
Gala iptal edilmişti ve bende bu güzel kürkü onun için almıştım. | Open Subtitles | العرض الاول قد تم إلغاءه وقد اشتريت هذا الفرو الجميل من اجله |
Evet, geçen sene bir polis müzayedesinde tekne satın almıştım. | Open Subtitles | نعم .. اشتريت واحد السنه الماضية في المزاد العلني لشرطة |
Bir keresin de Fransız ligi dersi almıştım, üniversitede, bu sayılır mı? | Open Subtitles | أخذت مرة واحدة في الدوري الدرجة الفرنسية في الكلية، فهل هذا العد؟ |
- Pekâlâ, borçları ödemek için başka borçlar da almıştım. | Open Subtitles | حسناً، أتضح أني أخذت عدة قروض لأسدد عدة قروض أخرى |
Ve Umman Denizi'ni geçerken iki gün kazanmak için önlem almıştım. | Open Subtitles | و أخذت حذرى بكسب يومين بعبور البحر العربى |
GRISSOM: Altı yaşındayken bunlardan birini almıştım ve nerdeyse evi havaya uçuruyordum. | Open Subtitles | لقد حصلت على مثل هذة بالسادسة ولقد لونت بها المنزل كله تقريباً |
Biliyor musun, şimdi hatırladım visa kartımı bu bankadan almıştım. | Open Subtitles | تعرف، تذكرت للتو، حصلت على بطاقة ائتمانى من هذا المصرف. |
Ona daha yeni almıştım. Oynamak için hiç vakti olmadı. | Open Subtitles | لقد حصلت عليها لأجله، لم يكن لديه فرصة ليلعب بها |
Bir defasında oradan tarak almıştım. | Open Subtitles | إذا لم أكن مُخطاً لقد إشتريت مره مشطا من هناك |
Bu doğru değil. Brooks Brothers'dan sana küçük bej rengi bir takım almıştım. | Open Subtitles | هذا غير صحيح,لقد أحضرت لك بدلة صوف في بروكس بروزرس.إنها هناك |
Bu elbiseyi hatırlıyorum. Biraz küçük geliyordu ama indirimde olduğundan almıştım. | Open Subtitles | إننى أتذكر هذه الحلة ، إنها صغيرة قليلاً و لكنى قد اشتريتها لأن سعرها كان مخفضاً |
- Buradan yeni ev almıştım. | Open Subtitles | لا تباً ، حظ سيء ، يا رجل. لقد أشتريت شقة لتوي هنا. |
Sana verdiğim kolyeyi aslında onun için almıştım. | Open Subtitles | العقد الذي تضعينه في الواقع اشتريته في الأصل لها |
2005 yılında, büyük bir kanser merkezinde çalışırken annemin göğüs kanseri olduğu haberini almıştım. | TED | وفي 2005، كنت أعمل في مركز كبير للسرطان عندما تلقيت أخباراً مفادها أن والدتي مصابة بسرطان الثدي |
Bazı yapay zeka dersleri almıştım ve | TED | كنت قد اخذت بعض من دروس الذكاء الاصطناعي. |
- Hayır, ilgilendiriyor. O resmi çok severdin. Zaten onu o yüzden almıştım. | Open Subtitles | بلى ، أنت تحب هذه اللوحة لهذا السبب أخذتها |
Ben bunu tiroit bezlerim az çalıştığı için almıştım. | Open Subtitles | أخذته مرة واحدة لحالة الغدة الدرقية منخفضة |
Geldiğim gün bunu satın almıştım ve kendi kendime | Open Subtitles | لن أنسي هذه الصحيفة التي إشتريتها في اليوم الذي وصلت هنا وقلت لنفسي |
Smokin kiralamıştım, çiçek almıştım. | Open Subtitles | استَأجرتُ بدلَة التوكسيدو و اشتريتُ باقَة الورود |
İsrail Ordusunun savunma derslerinden birini almıştım. | Open Subtitles | أخذتُ مرّة ذلك الدرس في الدفاع عن النفس للجيش الإسرائيلي. |