Çünkü ticari şirketler en baştan beri sizden alabileceklerinin hepsini almak için tasarlanmışlar. | TED | لأن الشركات التجارية مصممة بطبيعتها للحصول على أكبر قدر منكم يمكنهم أن يأخذوه. |
Bir cuddly almak için makineye hangi renkte yumurta eklemelisiniz? | TED | أي بيضة ملونة يجب إضافتها إلى المحضنة للحصول على الكدلي؟ |
Dışarı çıktım, ve gerçekten mucizevi birşey oldu bana ...bu hava filtrelerini almak için kuzeye yürürken, ...sokaklar tamamen insanlarla hareketliydi. | TED | ومشيت، وحدث لي هذا الشئ المعجزة بينما كنت أمشي شمالاً لشراء فلتر الهواء، وهو أن الشوارع كانت مفعمة بالحياة مع الناس. |
Erkeğimin şehvetli poposunu almak için iyi bir nedenin vardır umarım. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن يكون لديك سبب لأخذ مؤخرة رجلي الرائعة |
Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Ama bu malzemeyi almak için kabineyi toplantıya çağırmam lazım. | Open Subtitles | لكنى مضطر لعقد إجتماع بالخيمة . للحصول على تلك الإمدادات |
Aslında bu alçaklar bu pozisyonu ...almak için entrika çeviriyorlar. | Open Subtitles | أولئك الأوغاد في الحقيقة شوي مينج للحصول على هذا الموقع |
Benimkini kullan. Sinyal almak için dağa tırmanmaya niyetin varsa. | Open Subtitles | استخدم هاتفى ولكن يجب عليك تسلق الجبل للحصول على شبكه |
O arabayı almak için 25 yıl bekledim çünkü çocuklarımız vardı. | Open Subtitles | انتظرت 25 سنة للحصول على تلك السيارة لأنه كان لدينا أطفال |
Araziyi satın almak için fazladan para ihtiyaçları olduğunu söyledi bu yüzden Pederin bıraktığı 2500 doları ödünç verdim. | Open Subtitles | انت قلت لي انهم احتاجوا مزيدا من النقود لشراء الارض لذا اقرضت تلك الألفين وخمسمائة دولار التي تركها والتي |
Biliyor musun, kazanırsan parayı yeni klima almak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | إذا فزت أنت .. نستطيع استخدام المال لشراء مكيف جديد |
Mal almak için bir sürü adres var. Kahve kupaları, kazaklar, şapkalar. | Open Subtitles | جميع أنواع الإيصالات لشراء البضائع، يمكنك ابتياع فناجين قهوة، قمصان جميلة، قبعات |
O ödülü almak için polislerin 100 metre bile yakınına gidemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا الاقتراب من مئة قدم من المبنى الفيدرالي لأخذ المكافأة |
Sevgili hanımlarımız bahislerinizi almak için bekliyorlar. minumum bahis 100 bin dolar. | Open Subtitles | وسيدتنا اللطيفه واقفه على أهبة الإستعداد لأخذ رهاناتكم، مائة ألف كحد أدنى |
İç çamaşırlarıylaydı, Battaniyeye sarınmıştı, nefes almak için savaş veriyordu. | Open Subtitles | كان بملابسه الداخلية ملفوفاً بالبطانية يكافح من أجل كل نفس |
- Arama yapacağım bakalım izin almak için evin sahibini bulabilecekler mi? | Open Subtitles | سأتصل بالمركز. لأرى إن كنا نستطيع العثور على المالك من أجل موافقته. |
Hatta imzanızı almak için dışarıda bekledim ama asla çıkmadınız. | Open Subtitles | حتى أني إنتظرتك بالخارج لأحصل على توقيعك لكنك لم تخرج |
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت تسقطني، دعنا نكون واضحون، أمام كل هؤلاء الرجال أنت ليس هنا لتحصل على جولي مورجان خارجا |
Ev arkadaşım, bana haberim olmadan evlatlık almak için imza attırmış. | Open Subtitles | حسناً رفيقة مسكني عفوياً قامت بتسجيلي لأجل طفله متبنيه، ولديها مسرحيه |
Etienne'i yeni uyutmuştum. Louis biraz şarap almak için dışarı çıkmıştı. | Open Subtitles | وضعت آتيني فالسرير ، و لويس ذهب لإحضار المزيد من النبيذ |
O da sen gider gitmez kadınlar için yazdığı bir nakarat hakkında fikrimi almak için bana e-posta attı. | Open Subtitles | لذا قام بمراسلتي ما ان غادرتي ليأخذ برأيي حول خمسة دقائق من فقرته التي يقوم بتحسينها حول الجنس اللطيف |
Paranın yarısını almak için. Böylece sana güzel gözükmek için elbiseler alabilecektim. | Open Subtitles | لكى احصل على نصف المبلغ, لأتمكن من العناية بمظهرى من اجل اسعادك |
Onu bana bıraktığı gün bir sandviç almak için buzdolabına doğru uzandım. | Open Subtitles | في اليوم الذي أخذته فيه من منزلي ذهبت إلى الثلاجة لأحضر السندويشات |
Sanırım kimse sadece farklı renkte bir şeker almak için şimdi dışarı çıkmaz. | Open Subtitles | حسناً، لا أعتقد أن أحد سيذهب الآن ليحصل على لون آخر من المارشميلو. |
Parasını ödediğim kahveyi almak için uzanmak, inanılmaz tehlikeli bi şey haline geliyor. | TED | الوصول للأعلى لجلب قهوتي التي دفعت ثمنها هو تجربة خطرة بشكل لا يصدق. |
Ölüm Melekleri insan hayatını kısaltmak ve almak için vardır. | Open Subtitles | آلهة الموت أوجدت فقط لتأخذ حياة البشر لتقصير فترة حياتهم |
Tüm romanların birer örneğini almak için kitapçıya gitmiştim ve bunu gördüm. | Open Subtitles | حسناً, ذهبت الى المكتبة لأشتري نسخة من كل الروايات و رأيت هذا |