Onların bu kanunu çıkarmalarına yardım et, ve sonrada alnına bir zincir vurup numara yapıştırsınlar. | Open Subtitles | دع البشر يطبقون هذا القانون وسوف ينتهي الامر بك مقيدا ومحفور رقم علي جبهتك |
Gözlerini açmazsan... göz kapaklarını alnına zımbalarım. | Open Subtitles | إذا لم تفتحهم بنفسك سوف أثبت جفونك إلى جبهتك |
Uğruna her şeyi riske attığı beynini tutmak için elini alnına götürür. | TED | وضع يده على جبهته ليحافظ على عقله الذي به غامر بكل شيء. |
Sonuna doğru zamanımızın çoğunu onu tutarak ve alnına yeni sargılar koyarak geçiriyorduk. | Open Subtitles | بالنهايه قد قضينا معظم أوقاتنا نسدها لتقف أو نضع ضمادة أخرى على جبهتها |
Tabii. O herifin alnına numarayı hangi salak yazdı? | Open Subtitles | ماهذا الرقم الذي وضعه الاحمق علي جبهة الرجل |
Ve o madalyayı da 40 santimlik bir çelik parçasını bir çocuğun alnına soktuğum için aldım. | Open Subtitles | وانا حصلت علي هذا الوسام لانني غرست 17 بوصة من الصلب في جبين غلام |
Ya kiracıların çok janjanlı olmaz ama kirayı ödersin ya da pelvis muayenelerini alnına takılı bir madenci lambasıyla yaparsın artık. | Open Subtitles | إمّا مستأجرين دون المستوى ولكنّهم يدفعون الإيجار وإمّا إنّك ستجري الفحوصات الحوضية بمصباح مناجم مُثبّت على جبينك. |
Çocuğu korkutma, zaten çok korkuyor! - alnına ve kaşlarına, Shorty. | Open Subtitles | ـ إبتعد عن جبينه و حاجبيه ـ من سيفعل ذلك ؟ |
Sim kartı alnına koyma şeyini yap. | Open Subtitles | افعل تلك الحركة التي تضع فيها بطاقة هاتفك على جبهتك. |
Test sonucunu alnına dövme yapmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن توشم نتيجتك في ذلك الاختبار على جبهتك |
Elini alnına koyarak yapılan şeyi yap. | Open Subtitles | قم بفعل ذلك الشيء حيث تقوم بوضع يدك على جبهتك |
Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim: | Open Subtitles | في ضوء القمر، نظرتُ إلى جبهته الشاحبة، أعينه المغلقة، خصلات شعره التي تتأرجح في الهواء، وقلت في نفسي، |
Sonra bebeğimi leğenin üstünde böyle tuttum alnına biraz su döktüm ve dedim ki: | Open Subtitles | ثم أمسكت طفلي هكذا فوق حوض الماء نعم وقمت بصب بعض من الماء على جبهته وقلت: |
Evet, ama alnına tuttuğu tereyağı 18 sent değerinde. | Open Subtitles | و لكنها تضع على جبهتها ما قيمته 18 سنتاً من الزبدة |
Tüm kremşanti saçına bulaştı, ve küçük hindistancevizi kutusu alnına yapıştı. | Open Subtitles | وجوزة الهند البلاستيكية الصغيرة خدشت جبهتها |
Binlerce nanobot taşıyan bu buz parçasını, kızının alnına yerleştireceğim. | Open Subtitles | سأضع هذه قطعة الثلج، إحتواء آلاف الزوارق المجهرية، على جبهة بنتك |
- Ne? Onları vurduktan sonra çocukların alnına bir sembol çizdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنّك رسمت الرّمز على جبهة هؤلاء الصبيان |
Tüm dostlarımın alnına... Uzanan her ele, yazarım adını. | Open Subtitles | على جبين أصدقائي, على كل يد ممدودة , أكتب أسمك. |
Kolera salgını zamanında Rahibe Teresa'nın alnına ıslak bez koydum. | Open Subtitles | وضعت منشفة باردة على جبين" الأمتريزا"... أثناء أصابتها بوباء الكوليرا. |
Peki, alnına koy ve sana gerçeği göstermesini iste. | Open Subtitles | حسنا، ثبيتيها على جبينك و أطلبي منها أن تريك حقيقتها |
- alnına ve kaşlarına, Shorty. - Bunu yapan kim? | Open Subtitles | ـ إبتعد عن جبينه و حاجبيه ـ من سيفعل ذلك ؟ |
alnına ekmek arası köfte çarpmış mı bir sor bakalım. | Open Subtitles | اسألها اذا تعرضت للضرب من الجبين بـ ساندويتش كرات اللحم |
"Al bu buseyi alnına sen... | Open Subtitles | خذى هذه القبلة من على جبينى. |