Altın yumurtlayan kaz kafesteydi. | Open Subtitles | الأوزة التي كانت تضع البيضة الذهبية دخلت إلى السجن |
Bu Altın yumurtlayan tavuğumuz var demek. | Open Subtitles | ربما أيضاً نقتل تلك الأوزّة الذهبية التي نعمل عليها، صحيح؟ |
Altın yumurtlayan ördek bu sefer farklı yumurtladı. | Open Subtitles | الأوزة التي وضعت البيضة الذهبية وضعت بيضة مختلفة علي كل أرجاء وجهك |
Oğlunuz onlar için Altın yumurtlayan kaz değil mi? | Open Subtitles | أليس هو الدجاجة التي تبيض ذهباً بالنسبة له ؟ |
Altın yumurtlayan tavuğunuz olsa sikimde değil. | Open Subtitles | لا أهتم حتى لو كانت عندك دجاجة تبيض ذهباً |
Altın yumurtlayan kazı öldürmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون الشخص الذي قتل الإوزة الذهبية |
Onu teste girmeye zorlamıyorlar çünkü Altın yumurtlayan kazı durdurmak istemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لن يجبرونه على الخضوع للفحوص لأنهم لا يريدون.. الأوزة أن تتوقف عن وضع البيضات الذهبية. |
Doris benim Altın yumurtlayan kazımdı. | Open Subtitles | دوريس كانت إوزتي الذهبية كنت أقوم بتسمينها |
Altın yumurtlayan tavuğu öldürmekten korkmayın. | Open Subtitles | لا داعي للقلق حول عدم قتل الوزة الذهبية اللعينة! |
Ve Altın yumurtlayan kazından vazgeçmeyecektir. | Open Subtitles | و هي لن تدع أوزتها الذهبية تتركها |
Bütün herşey Altın yumurtlayan tavuğu korumak içinmiş. | Open Subtitles | كله من أجل حماية الأوزة الذهبية |
Kimse o atışları yakalayamaz. Bu adam Altın yumurtlayan kazı öldürecek. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه صدّ كراتي المنزلقة - سيقضي ذلك الرجل على البجعة الذهبية - |
Meğerse Altın yumurtlayan bir tavuğum varmış. | Open Subtitles | لقد حصلت على الإوزّة التّي تبيض ذهباً |
Altın yumurtlayan kaz. | Open Subtitles | الدجاجة التي تبيض ذهباً |